Yorgunluk, günümüzde şehir yaşamında hiç geçmeyen bir hal aldı. Yorgunluk nasıl bu kadar yoğun yaşanıyor? Şehir hayatının yoğun temposu, psikolojik sebepler, sağlıksız bir ortamda yaşamak, sağlıksız beslenmek gibi pek çok etken aslında yorgunluğun durumunu arttırıyor. Bunlardan başka, yorgunluk aslında sürekli olduğu durumlarda "Kronik Yorgunluk Sendromu"'nun da belirtisi olabilir. Kronik Yorgunluk Sendromu ile ilgili yeni yapılan çalışmalar metabolik değişikliklerin bu sendroma sebep olabildiğini ortaya çıkardı.
KRONİK YORGUNLUK SENDROMU (CFS)
Kronik yorgunluk sendromu vücut metabolizmasındaki değişikliklerden kaynaklanır. Araştırmalarda kronik yorgunluk sendromunun, vücudun enerjiyi üretirken düşük verimli yolları kullanmasından kaynaklandığına dair kanıtlar elde edilmiştir. Miyaljik ensefalomiyelit veya ME olarak da bilinir. Günlük aktivitelerinizin hepsini yapamayacağınız kadar çok yorgun hissetmenizi sağlayan bir durumdur.Kronik Yorgunluk Sendromunun yani CFS’nin başlıca belirtisi; kalıcı fiziksel ve zihinsel tükenmişlik olup uyku veya dinlenme ile iyileşmez. Hafif bir enfeksiyondan sonra başlar, ancak CFS’ye neden olan sebepler bilinmemektedir. CFS için herhangi bir tedavi yoktur, ancak semptomlarının birçoğu tedavi edilebilir. Bazı uzmanlar, CFS'nin psikolojik bir durum olduğunu, terapi gibi yollarla tedavi edildiğini savunuyor. Bunun yanında uyku alışkanlığının düzenli olmasına da dikkat edilmesi gerekiyor.
Metabolizmadaki Değişikliklerin Etkisi
Araştırmacılar, durumun görüldüğü ağır enerji eksikliğinin vücudun hücresel enerji üretmek için normal şekilde karbonhidrat şekeri yakma yeteneklerini kaybetmesine bağlı olabileceğini düşünüyor.
CFS’li insanların hücreleri ise şekerden fazla enerji almayı bırakarak amino asitler, yağlar gibi düşük verimli yakıtlara güvenmeye başlıyor. Bu tür metabolik geçiş, laktat üretimine sebep oluyor. Laktatın kaslarda birikmesi sonucunda ise ağrıya ortaya çıkıyor. Bunun sonucundaysa enerjinin yetersiz gelmesi ve yorgunluk oluşabiliyor.
Kadınlar mı Kronik yorgun yoksa Erkekler mi?
Norveç Bergen'de ki Haukeland Üniversitesi Hastanesinde Qystein Fluge ve arkadaşları, CFS'li insanlarda aminoasitlerin bulunma durumuna göre bir araştırma gerçekleştirdiler. CFS'li kadınlarda kandaki bazı amino asitlerin seviyeleri anormal derecede düşüktü. Bunlar vücut tarafından alternatif bir yakıt kaynağı olarak kullanılabilen aminoasit türleriydi. Aynı araştırma erkeklerde yürütüldüğündeyse farklı bir tablo ile karşılaşıldı. Bu düşüklük CFS'li erkekler arasında görülmedi. Bunun nedeni; erkeklerin enerji için aminoasitleri kanlarından ziyade kaslarından alması olabilir.Fluge, ”Hem erkek hem de kadın CFS hastalarının, karbonhidrat metabolizmasında enerji elde etmek için aynı engele sahip olabileceğini ancak enerji açığını farklı şekilde telafi etmeye çalışabileceğini”söylüyor. Her iki cinste de karbonhidratları ve şekerleri bir hücrenin mitokondrisine taşımak için hayati önem taşıyan enzim olan piruvat dehidrogenaz(PDH)'ı bastırdığı bilinen birçok enzim bulundu. Fluge, PDH'nin CFS'li insanlarda çalışmasının engellendiğini, ancak kendiliğinden iyileşebildiğini düşünüyor.Fluge ve ekibi kişinin kendi bağışıklık sisteminin PDH'yi, muhtemelen hafif bir enfeksiyon tarafından tetiklenmesini engelleyebileceğini düşünüyor. Ekibi daha önce, CFS hastalarında B-hücresi adı verilen beyaz kan hücresinin uzaklaştırılması durumunda iyileştirdiğini gösterdi. Beyaz kan hücreleri antikorlar üretir. Fluge, bazı enfeksiyonlarla savaşta kullanılan antikorların PDH'de ki bir şeyi algılayıp etkisiz hale getirebileceğinden şüphelenmişler. Ekip, Norveç'te CFS’li insanlarda, antikor üreten hücreleri yok eden kanser ilacı Rituximab ile ilgileniyor. Sonuçların ise gelecek yıla çıkması bekleniyor. Bununla birlikte bu metabolik yaklaşımların CFS'nin bir kimyasal nedeni olduğuna işaret ediyor.
Açlığın, Kronik Yorgunluğa Etkisi
Avustralya'da ki Melbourne Üniversitesi'nden Chris Armstrong,"Sadece PDH olduğunu düşünmüyorum. Araştırmalar, hastalardaki amino asit düzeylerindeki anomalileri de açığa çıkardı.Genel olarak, şeker metabolizmasıyla ilgili bir konu olduğunu düşünüyoruz. Sonuç açlıktan farklı değil. İnsanlar açlık ile karşı karşıyaysa, vücut aminoasitleri ve yağ asitlerini kullanarak, bir çok hücrede enerjiyi arttıracak, beyin ve kaslar için glikoz seviyelerini olabildiğince yüksek tutacaktır”diyor.Bu son çalışmalar metabolizmada şeker yakma sürecindeki engellerin CFS'ye neden olabileceğini gösterdi, ancak bunun tam olarak nasıl olduğu konusunda belirsizlik bulunmakta. Bir etken vücudun şekeri yakıp enerji vermenin daha az verimli bir yola getirmesini sağlamakta.