Yıllardır bilim insanlarının dillendirdiği İstanbul depremi 6 Şubat Kahramanmaraş depreminden sonra jeoloji uzmanlarının gündemine yeniden oturdu. İstanbul depreminin beklenmesinin en büyük nedeni Marmara bölgesinde son 100 yıldır tekrarlanan depremler. 9 Ağustos 1912 tarihinde gerçekleşen Mürefte Depremi ve ardından gelen 17 Ağustos 1999 Gölcük Depremiyle fay hattının orta kesimi gerildi. Bu iki depremin ardından “Büyük Marmara Depremi” bekleniyor.

Boğaziçi Üniversitesi Deprem Mühendisliği Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Eser Çaktı, Orta Marmara ve Adalar Segmentinin İstanbul’u etkileyecek en büyük iki segment olduğunu ifade etti. ABD’li jeofizikçi Tom Parsons deprem zamanlamalarıyla ilgili yaptığı çalışmada 2034 yılına kadar Marmara Denizi’nde 7’den büyük deprem olması ihtimalinin yüzde 62 olduğunu ortaya koydu. Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü Deprem Mühendisliği Ana Bilim Dalı ortaklığıyla hazırlanan "İstanbul İli Olası Deprem Kayıp Tahminlerinin Güncellenmesi" raporu hazırlandı ve 7.5 büyüklüğünde depreme göre hazırlıklar yapılıyor. Bu rapora göre 7.5 büyüklüğünde bir depremde gece saatlerinde 14 bin kişi, gündüz saatlerinde ise 12.500 kişi olmak üzere can kaybı olacağı tahmin ediliyor.Fakat deprem uzmanı Profesör Dr. Naci Görür bu sayıları fazla iyimser görüyor. Görür’ ün yaptığı açıklamada şu ifadeler yer alıyor:"İstanbul'da 1 milyon 600 bin bina var. Ben şimdi size desem ki İstanbul'daki binaların yüzde 99'unda insanların burnu kanamayacak. Bu çok iyimser değil mi? Yüzde 1 demek, 16 bin bina demek. 16 bin binayı 4 katlı düşünün, 64 bin kat yapar. Her kata iki daire koyun, 128 bin daire yapar. Her daireye 4 kişi koyun, 4 kere 128 bin, sizi 500 bine getirir. Binde 5'e gitseniz bile yine on binlerce can kaybı olabilir."

“Yardım Ulaştırmak Hayal”

Deprem sonrasında insanlara yardım ulaştırılması ve yaralıların hastanelere taşınabilmesi için insan gücüne ihtiyaç olacak. Prof. Dr. Naci Görür bu durumun kolay olmayacağını söylüyor. Görür, bu konuda konuşurken, "İstanbul'da diyelim binlerce enkazın olduğu, göçük altında çok fazla insanın kaldığı bir yerde, yolların kapandığı bir yerde, bu kadar yaygın kentleşmenin olduğu, nüfusun fazla olduğu bir yerde her göçükte kurtarma faaliyetlerinin düşünmek biraz hayal" ifadelerine yer veriyor.Görür, ayrıca deprem sonrası enkazın belediyeler tarafından depremin hemen ardından dere, göl kenarlarına gömüldüğünde ağır metallerin, zararlı toksinlerin, kimyasal maddelerin havaya ve suya karışıp doğaya zararlı olabileceği gibi insanlara hastalık olarak dönebileceğini söylüyor. Bu nedenle enkaz depolama alanlarının belirlenmesi gerektiği önemle belirtiliyor.

İstanbul İli Olası Deprem Kayıp Tahminlerinin Güncellenmesi Raporu Nedir?

İstanbul ili olası deprem kayıp tahminlerinin güncellenmesi raporu deprem tehlike analizlerini, risk analizlerini, altyapı ve üstyapı unsurlarının değerlendirilmesini kapsayan bir çalışmadır. Bu çalışma Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü Deprem Mühendisliği Ana Bilim Dalı işbirliğiyle hazırlanmıştır. Çalışmada, 7.5 büyüklüğündeki deprem senaryosu değerlendirilerek, 72, 475 ve 2475 yıllık yineleme periyodlarına karşılık gelen olasılıksal deprem sonralarında oluşabilecek hasar, can kaybı, altyapı hasarları tahmin edilmiş ve istatiklerle raporlanmıştır.

Görsel: İBB Deprem ve Zemin İnceleme Şube Müdürlüğü

Kaynakça:BBC NEWSNaci GörürİBB Deprem ve Zemin İnceleme Şube Müdürlüğü