Türkiye’nin gölleri üzerinde gözle görülür değişimler yaşanıyor. Göllerin kuruması ile ilgili suçlu arandığında ise, popüler bir cevap olarak “iklim değişikliği” suçlanıyor. İklim değişikliğinin rolü göz ardı edilmese de gerçekten tek suçlu o mu?

Dünyadaki Büyük Göller Yanlış Uygulamalar Nedeniyle Küçülüyor

Science dergisinde yayınlanan bir çalışmada, uluslararası araştırmacılardan oluşan bir ekip, dünyadaki büyük göllerin ve rezervuarların yarısından fazlasının 1990'ların başından beri iklim değişikliği, düzensiz su kullanımı ve baraj inşaatları nedeniyle küçüldüğünü bildirmişti.Rapor, İklim ve hidrolojik modellerle birleştirilmiş uydu ölçümlerini kullanarak dünyadaki doğal göllerin yüzde 53'ünde "önemli kuruma eğilimleri" tespit edildiğini ortaya koydu. Bu rapor, sürdürülemez insan kullanımı ve artan sıcaklıkların göl seviyelerini düşürdüğünü ve bu durumun milyarlarca ton su kaybına neden olduğunu belirtiyor.Özellikle dünyanın üç kritik biyolojik çeşitlilik sıcak noktasını da kapsayan Türkiye’de uzmanlar, su kaybının endemik türleri ve göçmen kuş sayılarını endişe verici seviyede etkilediğini ifade ediyor.

Akşehir Gölü bir zamanlar böyle görünüyordu.<br />Görsel: Mehmet Uysal14

Türkiye’nin Gölleri Arasından Akşehir Gölü’nün Son Hali Endişe Veriyor

Çevreci ve dağcı olan Bayram Çini, Türkiye’nin gölleri arasında en büyüklerinden olan Akşehir Gölü’nde bir yürüyüşe çıktığı esnada gördüklerini aktardı. Bir zamanlar geniş masmavi bir alan olan, 60’tan fazla kuş türü ile bazıları sadece bu suda yaşayan sayısız balık türüne ev sahipliği yapan gölün son hali endişe vericiydi.

Akşehir Gölü şimdi bu halde.<br />Görsel: Bayram Çini

Bu bölgenin yerel sanayi, kültür ve hatta masalların merkezi olduğunu belirten Çini, “Aslında göle verilen değer anlatılamaz” dedi. Ancak şimdilerde Akşehir Gölü artık bir göl bile değil…Gölü sık sık izlemeye giden Çini, son gidişinde gölün yerinde ölü kuşlarla dolu kuru çatlak bir toprak görüntüsü ile karşılaştı. Üstelik durum sadece Akşehir Gölü için böyle değil. Çini, Türkiye'nin Göller Bölgesi olarak bilinen bu geniş bölgedeki büyük tektonik göllerden dördünün kuruduğunu ve dördünün de kritik derecede düşük seviyelere gerilediğini söyledi.

Bölgede Yaşayan Canlılar Da Tek Tek Ölüyor

Görsel: Bayram Çini

Bir zamanlar orada yaşayan veya göç eden kuşların aylardır suların çekilmesiyle öldüğünü söyleyen Çini, geçtiğimiz Aralık ayında çok sayıda ölü genç yeşilbaş ördeği ilk gördüğünde nefes alamıyor olduklarını fark etti.Gölün insan eliyle kurutulduğunu ancak en büyük bedeli doğanın ödediğini anlatan Çini, “İnanın o sahne karşısında insanlığımı unuttum. Bu canlara haksızlık edilmişti. Binlerce yaban ördeğinin öldüğünü görmek beni gerçekten derinden etkiledi” diye konuştu.

“Sessizce Ölüyorlar, Onların Yasını Tutacak Kimse Yok”

Türk ekoloji, ornitoloji ve koruma biyolojisi profesörü Dr. Çağan H. Şekercioğlu, son 50 yılda ülke genelinde düzinelerce gölün yanı sıra yaklaşık 1,5 milyon hektar sulak alanın kuruduğunu ve bazen tüm türleri beraberinde götürdüğünü söyledi. Türkiye’nin gölleri üzerinde birçok türün neslinin tükendiğini belirten Dr. Şekercioğlu, “Özellikle Türkiye'nin endemik tatlı su balıkları ölüyor ve insanlar bunun farkında bile değil. Sessizce ölüyorlar, sonsuza dek gittiler. Onların yasını tutacak kimse yok" diyor.

Asıl Suçlu İklim Değişikliği Mi?

Utah Üniversitesi biyoloji profesörü olan Dr. Şekercioğlu pek çok ülkede alanıyla alakalı çalışma fırsatı buluyor. Çalıştığı 96 ülke arasında, Türkiye'nin sulak alanlarının durumunun "açık ara en kötüsü" olduğunu ve "iklim değişikliğini suçlamak moda" olsa da asıl suçlunun aslında sürdürülemez su kullanımı ile tarım ve kalkınma için gerçekleştirilen drenaj faaliyetleri olduğunu söyledi.Yerel halk küçük barajların ve sulamanın tarım arazileri için hayati önem taşıdığını söylese de, 700'den fazla hidroelektrik santrali Türkiye'nin elektriğinin yaklaşık yüzde 17'sini üretiyor. Bu santrallerden bazıları köyleri ve buradaki doğal alışkanlıkları sular altında bırakıyor ve aşağı havzadaki gölleri ve nehirleri kurutuyor.

KuzeyDoğa Derneği Doğayı Kurtarmak İçin Çalışmalarına Devam Ediyor

Dr. Şekercioğlu tarafından 2008 yılında doğunun kritik yaban hayatı alışkanlıklarını korumak için “KuzeyDoğa Derneği” kuruldu. KuzeyDoğa Derneği bir sivil toplum kuruluşu olarak çalışmalarını sürdürüyor. KuzeyDoğa ekibi, bu "küresel açıdan kritik" bölgede 313 kuş türü kaydetti. Ayrıca gölü besleyen beş akarsuyun tarımsal kullanım için kötü planlanmış ve yasa dışı bir şekilde bloke edilmiş olması nedeniyle Kuyucuk Gölü'nün seviyesinin düşmeye başladığını gördü.

https://pbs.twimg.com/media/EgsihfdVoAAUSVF?format=jpg&name=4096x4096

2018 itibariyle, bir zamanlar 230 hektar olan bu göl "tamamen yok olmuştu". Dr. Şekercioğlu, "Gölü kalıcı olarak yok olmaktan kurtarmak için acil su sağlamak zorunda kaldık" dedi. Ekip, gölün bir kısmını yenilemek için yeraltı suyunu pompalamaya başladı ve bölgenin ekolojisini etkili bir şekilde "yaşam desteğine" soktu.

“Verimli Su Kullanımıyla Çok Şey Yapılabilir”

Bu yok olan alanları kurtarmak için bir şeyler yapılabileceğini anlatan Dr. Şekercioğlu, “İnsanlar, insan sorununu çözmek yerine basitçe iklim değişikliğini suçluyorlar. 'Ah, iklim değişikliği yüzünden ormanlar yanıyor. Gölleri kurutan iklim değişikliği. Ne yapabiliriz?' diyorlar. Ancak verimli su kullanımıyla çok şey yapılabilir. Hükümet su kullanımı ve barajlarla ilgili mevcut yasaları uygularsa, bu tersine çevrilebilir” şeklinde konuştu. Ayrıca tüm bunlar yapılırken tarımın zarar görmesi gerekmediğini de sözlerine ekledi.Kaynak: https://www.abc.net.au/news/2023-05-28/turkiye-great-lakes-are-drying-up/102366986?utm_medium=social&utm_content=sf266997560&utm_campaign=tw_abc_news&utm_source=t.co&sf266997560=1