Deniz koruculuğu projesi, ülkemizde ilk kez Akdeniz Koruma Derneği'nin çabalarıyla hayata geçirildi. Gökova Körfezi, Akdeniz keşiş foku (Monachus monachus) ve Kum köpekbalığı (Carcharhinus plumbeus) gibi nesli tehlike altında ve hassas türler başta olmak üzere çok sayıda türün yaşam alanıdır. Denizel türlerdeki azalma ve habitat tahribatı, Gökova Körfezi için en önemli tehditler arasında yer alıyor. Tüm bu tehditler, geleneksel kıyı balıkçılığını yaşatan ve geçimini denizden sağlayan balıkçıları da olumsuz etkiliyor. Bunun için; 2010 yılında Körfez’deki altı bölge “Balıkçılığa Kapalı Alan” olarak ilan edildi.Akdeniz Koruma Derneği, dünyanın birçok ülkesinde örnekleri bulunan Deniz Koruculuğu Sistemini geliştirerek, balıkçılığa kapatılan alanların daha etkin şekilde korunmasını sağlıyor. Sistem, bölgede biyoçeşitliliğin güvenceye alınmasını sağladığı gibi ülkemizdeki diğer denizel alanlar için örnek uygulama niteliği taşıyor. Deniz Koruculuğu projesi, 2013 yılında “Yeşil Oscar” olarak bilinen Whitley Ödülü (Whitley Fund for Nature Award), 2014 yılında Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (UNDP) Ekvator Ödülü (UNDP Equator Initiative Award) ve 2017 yılında Whitley Altın Ödülü'nü (Whitley Gold Award) aldı.

Deniz Koruculuğu projesiyle ilgili ayrıntıları öğrenmek için Akdeniz Koruma Derneği ile yazılı irtibat kurduk. Sorularımızı içtenlikle cevaplayan dernek, deniz koruculuğunu anlattı.

Her gün üç deniz korucusu denetim yapıyor

<em>Foto; Zafer Kızılkaya</em>

Soru: Deniz koruculuğu nedir? Ne zamandan beri yapılıyor?

Akdeniz Koruma Derneği: "Deniz korucu sistemi, denizel biyoçeşitliliğin korunması için var olan mevzuatın uygulanması konusunda bir model. Bu sistem ile, yetkili kamu kurumlarına deniz üzerinden aktif bilgi sağlayarak 'aracı' görevi görüyoruz. Gökova Körfezi Özel Çevre Koruma Bölgesi’ndeki altı balıkçılığa kapalı alanda 2013 yılından bu yana uyguladığımız Deniz Korucu Sistemi, Türkiye için ilk olma özelliği de taşıyor. Her gün üç sürat botu ile deniz korucusu olarak adlandırdığımız üç çalışanımız, balıkçılığa kapalı alanları izliyor. Balıkçılığa kapalı alanlar ve yakın çevresindeki tekne sahiplerine, bu alanların sınırları ve önemi hakkında bilgi veriliyor. Yasa dışı avlanma ile karşılaştığımızda ise anlık olarak yetkili kurumlara bu kayıtları iletiyoruz. Bunun ardından cezai işlem süreci yine kamu kurumları tarafından yürütülüyor.Bu sistemin sağlıklı şekilde yürümesi için büyük bir ekip çalışıyor. Tarım ve Orman Bakanlığı ile Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın yerel birimleri, Sahil Güvenlik Komutanlığı, Körfez’deki su ürünleri kooperatifleri, Derneğimizin çalışanı olan deniz korucuları, saha yöneticisi, araştırma ekibimiz farklı roller üstlenerekbirlikte çalışıyor."

Deniz koruculuğu balıkçıların yüzünü güldürüyor

<em>Bölgede birçok kadın balıkçı da bulunuyor. Foto; Akdeniz Koruma Derneği</em>

Soru: Neden bu faaliyet yapılıyor? Sizi buna iten asıl etmenler neler? Akdeniz Koruma Derneği: "Gökova Körfezi ÖÇK Bölgesi, Akdeniz keşiş foku (Monachus monachus) ve Kum köpekbalığı (Carcharhinus plumbeus) gibi nesli tehlike altında ve hassas türler başta olmak üzere çok sayıda türün yaşam alanı. Kadın balıkçıların da aralarında bulunduğu iki yüzden fazla kıyı balıkçısı, Gökova Körfezi’nde balıkçılık yaparak geçimini sağlıyor. Körfez’de denizel biyoçeşitliliğin azalması ve bunun küçük ölçekli kıyı balıkçılarını da olumsuz etkilemesi üzerine körfezdeki altı alan, katılımcı bir süreçle balıkçılığa kapalı alan olarak belirlendi. Bu alanlar, 2010 yılında 27637 numaralı Resmi Gazete ile de ilan edildi. Ancak alanda avlanma faaliyetleri azalmasına rağmen tamamen bitmedi. Bunun nedenleri ise; balıkçılığa kapalı alanların sınırları hakkında bilgilendirme çalışmalarının yeterli olmaması, yetkili kamu kurumlarının çalışma konu ve faaliyet alanlarının fazlalığı olarak öne çıktı. Tüm bunlar, Gökova Körfezi’nde aktif korumanın sağlanabilmesi için deniz korucu sistemini kurmamızın nedeni oldu.Soru: Balıkçıların deniz koruculuğuna tepkisi nasıl? Dernek: "Deniz Koruculuğu Sistemi, Gökova Körfezi’ndeki balıkçılar tarafından olumlu karşılandı. Zira, balıkçılığa kapalı alanlarda yasa dışı avın yapılmasından şikayetçiydiler. Bunun için deniz korucu sistemini çözüm olarak yorumladılar. Ayrıca sistemin uygulanması ve faydalarının görülmeye başlaması, farklı illerdenbu sistemin kendi alanlarında uygulanmasını isteyen kurum ve kişilerle bizi bir araya getirdi. Bu isteklerin bir kısmının sahibi de yine balıkçılar."

Hayalet ağlar su altı habitatlarının üstünü kapatarak zarar veriyor

<em>Foto; Akdeniz Koruma Derneği</em>

Soru: Dernek neler yapıyor? Ne tür faaliyetler yürütüyor?Akdeniz Koruma Derneği: "Doğa koruma çalışmalarımızın tümünü bilim tabanlı yürütüyoruz. Bunun için deniz korucu sisteminin tamamlayıcısı ve etkisinin ölçülmesi için biyoçeşitlilik izleme ve habitat restorasyonu konularında çalışıyoruz. Akdeniz foku, kum köpekbalığının ve orfoz (Epinephelus marginatus), lahoz (Epinephelus aeneus) başta olmak üzere balık türlerinin popülasyon artışlarının tespit edilmesi ve deniz çayırları gibi denizel habitatların iklim değişikliğine dayanımının artması konusunda izleme ve araştırmalar yapıyoruz."Dernek yetkilileri, sorunun cevabına ilişkin devamında ise bir diğer faaliyeti anlattı. "Balıkçılığa kapalı alanlar için bir diğer tehdit olan hayalet ağların yani istemsizce ya da bilerek su altına bırakılan av araçlarının temizlenmesi için çalışıyoruz." şeklinde ifadelerde bulunan dernek, açıklamasını şu şekilde sürdürdü: "Zira bu av araçları, balıkçılıkta kullanılmasa bile su altı habitatlarının üzerini kapatarak ve avlanmaya devam ederek ciddi sorunlar yaratıyor. İklim değişikliği ile deniz suyu sıcaklığının artması, Süveyş Kanalı üzerinden istilacı balık türlerinin denizlerimize yerleşmesine neden oldu. Bu türlerin dağılımı ve etkileri üzerine Ege Üniversitesi ile yürüttüğümüz araştırmaların yanı sıra iletişim faaliyetleri de yürütüyoruz. Bu yıl, Avrupa’da sekiz ülkede eşzamanlı olarak uygulanan Tehdit Altındaki Coğrafyalar Programını Türkiye’de hayata geçirdik. Program kapsamında yürüttüğümüz proje ile; Türkiye’de beş yüz kilometreden fazla kıyı şeridinde iyileştirme ve iklim değişikliğine karşı koruma önlemlerinin alınması için çalışıyoruz. Gökova Körfezi’nde yürüttüğümüz deniz korucu sistemi ve bunu tamamlayan biyoçeşitlilik izleme ve habitat restorasyon çalışmaları, yeni alanlarda hayata geçerek yaygınlaşacak. 2024 yılında tamamlanacak olan projeyi, Tarım ve Orman Bakanlığı, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, Sahil Güvenlik Komutanlığı ve Ege Üniversitesi ile koordineli olarak yürütüyoruz."

Denizlerimiz için bireysel sorumluluklar almalıyız!

<em>Foto; Zafer Kızılkaya</em>

Soru: Faaliyetlerin kıyı balıkçılığına etkisi ve katkısı nedir?Akdeniz Koruma Derneği: "Bunu ölçmek için 2012 yılında uzmanlarımızın oluşturduğu ve Akyaka Su Ürünleri Kooperatifi’nin günlük olarak uyguladığı bir veri toplama sistemi bulunuyor. Bu yöntem ile kooperatif ortağı olan balıkçıların her gün hangi tür balığı, ne miktarda ve hangi av aracı ile avladığına dair bilgiler kaydediliyor. Bu çalışmanın sonuçları; 2012’den 2018 yılına kadar kooperatif ortağı balıkçıların gelirlerinin yüzde 400 artış sağladığını gösteriyor."Soru: Dernek olarak topluma doğa korumayla ilgili uyarılarınız ve tavsiyeleriniz neler olur?Akdeniz Koruma Derneği: "Öncelikle yakınında yaşadıkları deniz koruma alanını keşfetmelerini öneriyoruz. Bu alanların değerleri ve her birimizin yaşamına ne kattığını bilmenin önemine inanıyoruz. Denizlerin en önemli sorunlarından olan katı atık kirliliği, sahillere olan ilginin artması ile artıyor. Bu sorunun ortadan kalkması için bireysel sorumluluk almanın önemini hatırlatmak isteriz. Gökova Körfezi gibi korunan alanlarda denizde ya da balık tezgahlarında avı yasak olan ve zıpkınla avlanan türlerle karşılaşılması halinde BİMER, Jandarma Karakolu, Sahil Güvenlik Komutanlığı veya İlçe Tarım ve Orman Müdürlüklerine bilgi verilmesini tavsiye ediyoruz."Kaynak;Akdeniz Koruma Derneği-Deniz koruculuğu nedir?