Bilime ve insanlığa sonsuz değer katan bir mucit; Alan Mathison Turing’i anarakbaşlamak istiyorum köşe yazıma.Nazilerin II. Dünya Savaşı sırasında savaş stratejilerini Enigma adı verilen bir makine ile şifreleyerek iletmesi ve Alan Mathison Turing’in ‘‘ Makineler düşünebilir mi? ’’ sorusunu ortaya atarak Enigma makinesinin şifre algoritmasını analiz etme amacı ile başlattığı çalışmalar, yapay zekanın temellerini oluşturuyor.Yapay zeka konusundaki çalışmalar o zamandan beri gündemde olmasına rağmen, yapay zeka uygulamalarının güçlü bilgisayarlara ihtiyaç duyması, araştırmaların yavaş ilerlemesine sebep olmuştur. Günümüzde ise bilgisayar teknolojisinde yaşanan gelişmelerle birlikte güçlü bilgisayarlar sayesinde yapay zeka alanında büyük ölçekli araştırma yapabilmek mümkün hale gelmiştir.Yapay zeka, insanlarda zeka ile ilgili zihinsel fonksiyonları bilgisayar modelleri yardımıyla inceleyerek, bunları biçimsel hale getirdikten sonra yapay sistemlere uygulamayı amaçlayan bir araştırma alanıdır. Yapay zekanın farklı uygulama alanları olduğu için uygulama alanlarına bağlı olarak pek çok tanımı bulunmaktadır.

<em>Hollanda'daki Wageningen Üniversitesi ve Araştırma Merkezi (WUR), bir serada salatalıkları, derin öğrenme algoritmaları ve makineleri yardımıyla yetiştiriyor. Foto; Dr. Silke Hemming, WUR</em>

Yapay zekanın uygulama alanlarından olan "tarım", bugünkü köşe yazıma ev sahipliğiyapıyor.Üretimde insan gücünün yerini alarak; toprağı işleyen, eken, sulayan, hasatyapabilen, toprak ve bitki durumunu analiz eden yeni teknolojiler, geleneksel tarımfaaliyetlerine her geçen gün yenisini ekliyor. Özellikle gelişmiş ülkelerde tarımsalsüreçlere hızlı bir şekilde adapte olan yapay zeka, çoğu üretici tarafından ilgi topluyor.Tarımın geleceğinin belirlenmesi, bu alandaki sorunlara karşı üretilecek çözüm yollarına bağlıdır. Tarımsal üretimi desteklemek amacıyla kullanılan yapay zeka uygulamaları, üretimdeki sorunları tespit ederek daha verimli üretime imkan sağlıyor. Dronelarla bitkilerin gelişim durumu, kullanılacak ilaç miktarı, hastalık tehditleri gibi durumlar tespit edilerek; olası herhangi bir olumsuzlukla mücadele yöntemleri belirlenebiliyor. Böylece verim odaklı üretim desteklenerek zamandan ve iş gücünden tasarruf sağlanıyor.

<em>Aydınlatma da dahil olmak üzere kontrollü çevre koşullarında yetişen fesleğen bitkileri. Görüntü; Melanie Gonick</em>

Yapay zekanın tarımın sürdürülebilirliği için kullanılması konusunda faaliyete geçenbir laboratuvara gidelim. Amerika Birleşik Devletleri’nin Massachussetts TeknolojiEnstitüsü’nde Caleb Harper tarafından kurulan ve yönetilen, açık kaynaklı bir tarımsalaraştırma laboratuarı. Ekolojik ve sosyal olarak yozlaşmış endüstriyel gıda üretim sistemine tepki olarakkurulan bu laboratuvar, gıda üretimini açık kaynakla şeffaf ve paylaşıma açık halegetiren bilgisayarlı inovatif bir tarımsal sistemi savunuyor. Farklı tarım ürünlerinin, iklim başta olmak üzere tüm zorlu koşullarda aynı kalitede nasıl yetişebileceğiniaraştıran bu laboratuvar; ısı, ışık miktarı, nem, su ve bitki besinleri gibi üretimsüresince önemli olan tüm parametrelerin yapay zeka ile belirlendiği sistem geliştirdi.Sistem çiftçilere sağladığı ağ ile yetiştirilmek istenen her bir çeşit için oluşturulacakiklim isteği verilerini bilgisayar ortamında işlenecek bir dizi komut sisteminedönüştürerek, tüm tarımsal bilgi birikimini paylaşıma açıyor.

<em>Foto; Kent Larson</em>

Günümüzde bitki doku kültürü laboratuvarlarında herhangi bir bitki için doku kültürü optimizasyon süresinin bazen yılları aştığı gerçeğini göz önüne alırsak, zaman tasarrufu, iş gücü, kaynak tasarrufu ve maliyet açısından oldukça faydalı bir uygulama olduğu inkar edilemez. Geleneksel tarım faaliyetleri çerçevesinde bitkisel üretime gölge düşüren etmenler yapay zeka teknolojisi ile aydınlatılarak tarımın sürdürülebilirliğine ışık tutuluyor.

<em>Foto; Melanie Gonick</em>