"Uygarlık yolunda yönümüzün doğru olarak saptanması, adımlarımızın emin olarak atılabilmesinde kültür ürünlerinin en etkileyici ve aynı zamanda üst düzeyini oluşturan Bilim Tarihi ve Felsefe Tarihi’nin çok iyi bilinmesi gerekmektedir”.*Prof. Dr. Sevim TekeliMüneccimler gerçekten sarayda görevli miydi ve astronomiyle ilişkileri var mıydı? Öğrendiğimde gerçekten çok şaşırdığım bir şeyden bahsetmek istiyorum size. Ne zamandı hatırlamıyorum ancak Muhteşem Yüzyıl dizisi ve Meryem Uzerli'nin turuncu saçları TV'deydi. Bir yerlerde Osmanlıda müneccimlik kurumu olduğunu, bununda çok saygı duyulan bir kurum olduğunu okumuştum. Daha önceki devletlerde de böyle şamanlar, mistik büyülü gelecekten, kaderden, olacaklardan, olmayacaklardan haber veren efsunlu kişiler olduğunu da okumuştum. Tabii bilime meraklı, biyoloji okuyan, bilim disiplini alan biri olarak çok ve çok saçma gelmişti bu durum. Tarih bilgim de o zamanlar daha zayıf olduğundan bugün ki hayat görüşümle o gün ki olayları ele alınca biraz burun kıvırmıştım bu padişahlara, hakanlara... Tabii şimdi baktığımda şunu düşünüyorum kötü olayların bahanesi, kötü zamanların da hareket için motivasyon kaynağı olarak "Fala inanma, falsız da kalma." düsturu ile de hareket etmiş olabilirlerdi.Müneccimlik kurumu her ne kadar bizim bugün ki bilim anlayışımızdan uzak, temelsiz ve anlamsız olsa da aslında Osmanlı dönemindeki Astronomi bilimi için önemli bir noktadır. Astronomi İslam bilim tarihinde matematik ve tıpla birlikte önemli bir yere sahiptir. Meraga ve Semerkand gibi büyük rasathanelerde kendi ekollerini geliştiren astronomlar yetişmiştir. Bununla birlikte Osmanlıda ise bu ekollerden gelen bilim insanları yer almış ancak bunlardan farklı olarak "Müneccimbaşılık" kurumu temelinde ilerlenmiş ve bu çerçevede bir yaklaşım geliştirilmiştir. Buraya da bir not düşmek istiyorum, bu konuyu derinlemesine araştırmadım ancak İslam bilim tarihinde hiç kadın astronom ya da bilim insanına rastladığımı hatırlamıyorum.

Kısa kısa astronomi ve müneccimlik

  • Abbasi Halifesi Me'mun (813-833) ilk rasathanelerin kurulmasını sağlamıştır. Buunlar Bağdat'taki Şemmasiye Gözlemevi ve Şam'daki Kasiyun Gözlemevidir.
  • Müneccimlik mesleği ilk başlarda namaz vakitlerini tayin eden, takvimleri belirleyen, hac ve dini günleri belirleyen kişilerdi. Genelde ilk dönemlerde gelecekten haber verme yani "astroloji" ya da "falcılık" çok ağır basan bir durum değildi. Yani temel ilgi alanları astronomiydi.
  • Ancak zamanla müneccimliğin gelecekten haber verme yanı ağırlık kazanmaya başladıkça, dışlanmaya başladılar.
  • Osmanlı'da ise müneccimlik "Müneccimbaşılık" olarak ilk defa bir İslam devletinde kurumsal olarak kendine yer buldu.
  • 2.Bayezid ve 2. Murat dönemlerinde takvimlere rastlanması müneccimbaşılığın bu dönemlerde ortaya çıkmaya başladığına işaret etmekte. 4. Murat döneminde remi geçitlerde kazaskerlerle aynı saflarda müneccimbaşıların yürümesi de dönemde sahip oldukları önemi işaret etmekte.
  • Müneccimlerin çalışma ve eğitim alanı muvakkithane denen vakit belirleme evi olarak anabileceğimiz büyük camilerin avlularında bulunan yerlerdir. Buralarda özellikle vakit tayini yapan muvakkitler bulunuyordu. Unutmayalım o dönemlerde saat yok, cep telefonuna şöyle bir bakıp saat kaç olmuş diyemiyor kimse. Bu yüzden camilerdeki bu muvakkithaneler ve muvakkitler önemli yerler.
  • Bu muvakkithanelerde temel olarak rubu tahtası, usturlap, güneş saatleri ve mekanik saatler dönemine göre kronometreler bulunmaktaydı.
  • Muvakkithanelerde zaman ölçme becerisi dışında, astronomi ve matematik de öğretiliyordu.
  • Osmanlı döneminde bilinen ilk müneccim başı 15. yüzyıl'da Seydi İbrahim'dir.
  • Astronomi alanında en önemli çalışmalar yapan müneccimbaşı ise Takiyüddin Rasıd'dır (ölüm 1585).
  • Takiyüddin Rasıd ilk gözlemevi olan İstanbul Gözlemevi'nin kurulmasına öncülük etmiş, burada önemli çalışmalar yapılmasını sağlamış, batıdaki meslektaşlarından çok önceleri çeşitli astronomik hesapları yapmıştır. Ancak İstanbul Rasathanesi 1590 yılında din adamlarının kuyruklu yıldız, veba salgını ve depremi bahane göstererek buranın felaket merkezi olduğunun propagandasını yapmıştırlar. 3. Murat'ın emriyle önemli buluşların yapıldığı, astronomi merkezi İstanbul Rasathanesi yıkılmıştır.
  • Takiyüddin çok uzun süre tarihin tozlu sayfalarında "müneccimbaşı" olarak ve çok da öne çıkmayan bir figür olarak kalmış, belki de kayda değer çalışması olduğu düşünülmediğinden eserleri çok uzun süre araştırılmamıştır.
  • Daha sonra cumhuriyetin ilanı ve bilim alanında hızlı atılımlar yapmak için pek çok gencini yetiştiren Türkiye Cumhuriyeti'nin yetiştirdiği, ve hatta belki de dünyada ilk kadın, bilim tarihi uzmanı Sevim Tekeli Takiyüddin Rasıd'ı araştırmış, Tycho Brahe ve Kepler'in çalışmalarıyla Takiyüddin'in çalışmalarını karşılaştırmalı olarak incelemiştir. Böylece Takiyüddin'in dünya çapında astronomi konusunda önemli çalışmalar yaptığını ortaya koymuştur.
  • Hüseyin Hilmi Efendi en son müneccimdir. 1924 yılında Hüseyin efendinin vefatından sonra yerine başka bir müneccim atanmamıştır. Bu dönemlerde artık modern astronomi Türkiye'de gelişmeye başlamıştır.

Sevim Tekeli ve Türkiye'de bilim tarihi ve Takiyüddin hakkında yeni yazıyı ise haftaya paylaşacağım.Kaynakça:Özçelik Morkoç, E. (2018). Osmanlı Devleti'nde Müneccimbaşılık Ve Müneccimbaşı Hüseyin Efendi.http://www.openaccess.hacettepe.edu.tr:8080/xmlui/handle/11655/5348*Yavuz, U. N. A. T., & Tekeli, S. (2015). Astronomi Tarihi Çalışmaları ve Prof. Dr. Sevim Tekeli. Dört Öge, (7), 3-14.https://dergipark.org.tr/en/download/article-file/567619