Cambridge Üniversitesi'nde doktorasını tamamlayan Dr. Ally Louks, 27 Kasım'da Twitter'da paylaştığı bir fotoğrafla sosyal medyada adeta bir fırtına estirdi. Dr. Louks, tezini elinde tutarken çekilmiş fotoğrafının altına, "Thrilled to say I passed my viva with no corrections and am officially PhDone." (Tezim düzeltme almadan geçti ve resmi olarak doktora mezunuyum!) yazdı. Ancak, bu sade ve kutlama dolu paylaşım beklenmedik bir şekilde saatler içinde milyonlarca görüntüleme aldı.

Dr. Louks’un tezi, "Olfactory Ethics: The Politics of Smell in Modern and Contemporary Prose" (Koku Etiği: Modern ve Çağdaş Düzyazıda Kokunun Siyaseti) başlığını taşıyor. Bu tez, edebiyatın koku betimlemelerini kullanarak sosyal dünyamızdaki güç dinamiklerini nasıl etkilediğini inceliyor. Ancak, akademik dünyaya yönelik bu çalışmanın sosyal medyada beklenmedik ölçüde yankı bulması hem olumlu hem de olumsuz tepkilere yol açtı.

Sosyal Medyada Tepkiler: Destek mi, Linç mi?

Paylaşıma gelen yorumların bir kısmı Dr. Louks’un başarısını kutlarken, büyük bir kısmı ise tezi hedef aldı. Birçok kullanıcı çalışmayı "boşuna harcanmış kaynak" ve "zaman kaybı" olarak nitelendirdi. Bunun yanı sıra, kadın akademisyenlere yönelik cinsiyetçi ve saldırgan yorumlar da dikkat çekti. Ancak bu tartışmanın altında yatan asıl mesele, sosyal medyanın akademik içeriği anlamak yerine hızlıca yargılama eğiliminde olmasıydı.

Bu tür eleştiriler genellikle akademik araştırmaların doğasını anlamayan kişilerden geliyor. Çoğu kişi, bir doktora tezinin geniş kitlelere hitap etmek yerine, spesifik bir akademik alana yönelik olduğunu göz ardı ediyor. Bu bağlamda, koku siyaseti gibi bir konunun sosyal medyada yanlış anlaşılması kaçınılmaz görünüyor. Bunun da ötesinde bu tür durumlarda toplumdaki cinsiyetçi kalıplar daha da görünür oluyor. Tezin içeriğine dair yorum getiremeselerde pek çok erkek bireyin "kadın bir araştırmacı" başarısını paylaşınca hızla içerikten bağımsız bir şekilde eleştiri bombardımanına tutabiliyor.

Bu tür tartışmalı konularda alanında otorite olan araştırmacıların bias içermeyen değerlendirmelerini takip etmek daha tutarlı yorum yapmak ve linç dalgasına kapılmamak için önemli.

Akademik Gündeme Etkileri

Bu tezle ilgili akademik yorumlar ise daha anlamlı. akademide yer almış çoğu kişi "doktora tezlerinin okunmuyor olması" durumuna vurgu yapıyor ve akademik dünyadaki bu karmaşaya parmak basıyor.

Bazı Twitter kullanıcıları, olayın akademik dünyada olası etkilerine dikkat çekti. Bu kadar kısa sürede milyonlarca görüntüleme alan bir tezin, ilerleyen dönemde atıf alma oranının yükselmesi bekleniyor. Ancak bu durum, H-indeksi gibi akademik ölçütlerin ne kadar güvenilir olduğu sorusunu da gündeme getirdi. H-indeksi, bir akademisyenin çalışmasının etkisini ölçmek için kullanılan bir metrik olsa da, sosyal medyada popülerlik kazanmanın bu metriği manipüle edebileceği yönünde endişeler dile getiriliyor.

Koku Siyaseti: Akademik Bir Alan mı?

Dr. Louks’un çalışması, koku betimlemelerinin toplumsal kimlik, sınıf ve cinsiyet ayrımını nasıl şekillendirdiğini inceliyor. Tezin özetine göre, edebiyat kokunun duygusal ve sosyal anlamını kullanarak güç dinamiklerini yeniden tanımlayabiliyor. Bu tür bir araştırma, görünüşte niş bir alan gibi görünse de, toplumsal ilişkilerin farklı bir boyutunu anlamamıza olanak tanıyor.

Ancak yine de tezin içeriğini okuyan alandaki akademisyenlerin bu çalışmanın bir "woke" çalışma olup olmadığını değerlendirmesi ve bu değerlendirmeye göre yargıya varmak daha sağlıklı.

Dr. Ally Louks’un tezi, sadece akademik bir başarı olarak kalmayıp, sosyal medyanın akademiye olan bakış açısını da yeniden sorgulamamıza neden oldu. Bu olay, hem akademik dünyada kadınlara yönelik önyargıları hem de sosyal medyanın bilgiye yaklaşımını gözler önüne seriyor. Dr. Louks’un bu tezi, bilimsel araştırmanın popüler kültürdeki algısına dair önemli bir tartışmayı başlatmış görünüyor.