Maske takmanın COVID-19'a karşı koruma sağlayıp sağlamadığı bilim insanları arasında tartışılmaya devam ediyor. Yüz maskeleri, COVID-19 pandemisinin yayılmasını önlemede en etkili yöntemlerin başında listeleniyor ancak kimi bilim insanları, maskelerin ne kadar koruma sağladığı konusunda eleştirel yaklaşıyor. Yüz maskeleri bizi COVID-19 hastalığının etkeni SarsCoV-2'den yeterince koruyor mu? Araştırmacılar, bu sorunun cevabını uzun süredir hala net olarak veremiyor. Nature'da yayımlanan bir makale, verileri dikkate alarak maskelerin koruma özelliğine odaklanıyor.Kopenhag'daki Güney Danimarka Üniversitesinden Christine Benn, Batı Afrika'daki Gine Bissau'da yaşayan insanlara koronavirüsten korunmaları için koruyucu yüz maskesi takmalarını öneren meslektaşlarına şüpheyle yaklaşıyordu. Benn, "Yüz maskelerinin gerçekten koruyucu olup olmadığına dair sınırlı veri var" diyordu. O zaman Mart ayıydı. Temmuz ayına gelindiğinde, Benn ve ekibi, maskeler hakkında gerekli verileri nasıl sağlayabileceklerini ve insanlara nasıl yardımcı olabileceklerini buldu. Ekip, COVID-19'un yayılmasına karşı dünyanın en büyük maske testi olabilecek randomize kontrollü bir çalışmanın parçası olarak insanlara yüzlerce bez yüz maskesi dağıttı. Ekip, 40 bin kişiyi kaydettikleri çalışmasını Kasım ayında tamamlamayı planlıyor.

Maske takmak COVID-19'a karşı korunmanın yanı sıra enfeksiyon halinde hastalığın etkisini de hafifletiyor

Şu anda maskeler, 35 milyon insanı hasta eden ve 1 milyon insanı öldüren bir salgının en büyük sembolü. Hastanelerde ve sağlık kuruluşlarında tıbbi sınıf N95 maskelerin kullanılması, SARS-CoV-2'nin bulaşmasını açıkça azaltıyor. Peki, halkın kullandığı cerrahi maskeler veya bez maskeler gerçekten işe yarıyor mu? Açıkçası, bilim maske kullanımını öneriyor ve son çalışmalar, maskenin hayatımızı bir şekilde kurtarabileceğini gösteriyor. Kimi çalışmalar virüsün yayılmasını önlemede maskenin etkisine değinirken, kimi çalışmalar ise insanlar hastalığa yakalansa bile şiddetini azalttığını ileri sürüyor.Salgının başlangıcında uzmanlar, SARS-CoV-2'nin nasıl yayıldığına dair bulgulardan yoksundu ve maskeler hakkında yeterince bilgi sahibi de değillerdi. Yaygın şekilde sağlıkçılar arasında kullanılan N95 maskeler, 0.3 mikrometre (µm) ve daha büyük ölçülerdeki havadaki partikülleri yüzde 95 oranında filtreleyerek kullanıcıyı korumak için tasarlanmıştır. Tartışmalı soru ise, genellikle halk tarafından kullanılan cerrahi maskelerin veya bez maskelerin yeterli olup olmadığı. Bu konuda bilim insanlarının klinik çalışmalar yapmak için yeterli zamanı olmadı, bu yüzden gözlemsel ve laboratuvar çalışmalarına güveniliyor.ABD şehirlerindeki Black Lives Matter (Siyahilerin hayatı değerlidir) protestolarına katılanların çoğu maske taktı. Olaylar, enfeksiyonlarda ani artışları tetiklemiyor gibi görünmekteydi ancak virüs, Haziran ayı sonlarında düzenlenen Georgia kampında yaygınlaştı. Çünkü kampa katılan çocukların maske takma zorunluluğu yoktu. Bu konuda bilim insanlarının düşüncesi, protestoların açık havada düzenlenmesine karşın kamptaki çocukların aynı kabinleri paylaştığı yönünde idi. Yani, açık havada koronavirüsün yayılma riski düşükken, kapalı ortamlarda daha yüksek olabilir. Ayrıca protestolar devam ederken, protestolara katılmayan insanların evlerinde kalması da halk arasında virüsün yayılmasını önlemiş olabilirdi.

Maskenin zorunlu olduğu şehirlerde ölüm oranı daha düşük çıktı

Daha titiz analizler doğrudan bulgular ekledi; Ağustos ayında yayımlanan (henüz hakem onayı yok) bir ön baskı çalışması, maske takmanın zorunlu olduğu veya yöneticiler tarafından önerildiği yerlerde kişi başına düşen ölüm oranındaki haftalık artışların diğer bölgelere kıyasla dört kat daha düşük olduğunu gösterdi. Araştırmacılar, Ocak ayında maske kullanımını benimseyen Moğolistan dahil 200 ülkeyi inceledi ve Mayıs ayından beri COVID-19 kaynaklı ölüm kaydının bulunmadığını gördü. Maskelerin insanları koronavirüsten koruduğuna dair kanıtlar içeren onlarca çalışma bulunuyor ancak bu tür çalışmalar, insanların maskeleri doğru kullandığını ve sosyal mesafe kurallarına da uyduğunu varsayıyor. Ayrıca bilim insanları, kısıtlamalar kalktıkça gözlemsel çalışmaların artacağını ve maskelerin etkisinin diğer uygulamalardan ayırt edilebileceğini düşünüyor.Hong Kong Üniversitesinden mikrobiyolog Kwok-Yung Yuen liderliğindeki ekip, bazı hayvanları ayıran cerrahi maske bölmeleriyle bitişik kafeslerde enfekte ve sağlıklı farelerin üzerinde çalıştı. Mayıs ayında yayımlanan makaleye göre, maske engeli olmayan, sağlıklı hayvanların yaklaşık üçte ikisi SARS-CoV-2'ye yakalandı. Kafesler arasında maske engeli olan hayvanların ise sadece yüzde 25'i enfekte oldu ve bunlar, maskesiz kafeslerdeki farelerden daha az hasta oldu.Birçok çalışmada elde edilen bulgular, maske takmanın kullanıcıyı ve diğer insanları koruduğunu gösteriyor. California Üniversitesinden enfeksiyon hastalıkları uzmanı Monica Gandhi, Temmuz ayında yayımlanan çalışmasında, maske takmanın kullanıcının alabileceği virüs yükünü azalttığını ve daha hafif, hatta asemptomatik (belirtisiz) enfeksiyonlara yol açtığını öne sürdü. Gandhi, maske kullanımının başka bir olası faydasını da söylüyor: daha fazla insan hafif vakalar yaşarsa, bu, şiddetli hastalık ve ölüm yükünü artırmadan nüfus düzeyinde bağışıklığı artırmaya yardımcı olabilir.

Nasıl enfekte oluyoruz?

Peki, virüs havada nasıl dolaşır ve insanları enfekte eder? Bir kişi nefes aldığında, konuştuğunda, hapşırdığında ya da öksürdüğünde küçük bir sıvı parçacık havada dolaşmaya başlar. Bu parçacıklardan bazıları gözle görünür şekilde büyük (damlacık olarak adlandırılır) iken bazıları mikroskobiktir (aerosol), yani çıplak gözle görülmeyecek kadar küçüktür. Damlacıklar havada uçarken yakındaki kişilerin gözlerine, ağzına ve burnuna girerek enfeksiyona neden olabilir ancak yerçekimi damlacıkları hızla aşağı çeker. Aksine, aerosoller havada dakikalarca dolaşabilir ve yayılabilir. Bu sebeple, COVID-19'un bulaşmasında aerosellerin daha etkili olduğuna yönelik görüşler de bulunuyor. Bu da aeroselleri hangi maskeler ile durdurabileceğimizi sorgulatıyor.Uluslararası bir araştırma ekibi, cerrahi ve kumaş maskelerin kullanıcıyı korumada yüzde 67 etkili olduğunu söyledi. Virginia Tech'ten çevre mühendisi Linsey Marr ve meslektaşları, pamuklu bir tişörtün bile solunan aerosollerin yarısını ve 2 µm ölçüsünde solunan aerosollerin neredeyse yüzde 80'ini engelleyebildiğini buldu. 4-5 µm ölçüsündeki aerosellere ulaşıldığında ise ekip, hemen hemen her kumaşın yüzde 80'den fazlasını engelleyebildiğini ileri sürüyor.Araştırmacılar, birden fazla maske kullanmanın ve örgü aralıklarının sık olmasının da maskenin etkisini artırdığını düşünüyor. Bir çalışma, pamuk ve ipek gibi farklı malzemelerden oluşan maskelerin, tek bir malzemeden yapılmış olanlara kıyasla aeroselleri daha verimli bir şekilde yakalayabildiğini ileri sürüyor.Kaynak;Nature