“Lilliput” terimi, Güliver’in maceraları adlı meşhur öyküden gelmektedir. Lilliput, Güliver’in ziyaret ettiği, içinde küçük insanların yaşadığı adanın ismidir.Leiden Üniversitesinden Jan Dirk Blom1 tarafından yayınlanan çalışma bu tuhaf rahatsızlığa bir miktar netlik kazandırdı. “Lilliput sanrıları sanıldığı kadar masum değil.” diyor Blom. Çalışma öncesinde iyi huylu bir halüsinasyon olarak görülüyor, hatta eğlenceli bir rahatsızlık olarak biliniyordu.Blom biraz daha derinlere indiğinde, literatürde hastalığın gelişiminin altında şiddetli sebepler yatan bazı vakalarla karşılaştı. Bu sanrılardan şikayetçi olan hastalar beyin iltihabı, beyin tümörü hatta inme gibi rahatsızlıklara da sahipti. Blom literatür incelemesine rağmen Lilliput sanrılarının kaynağı adına çok az bilgi edinebilmişti.İlgi gören bir konu olmasına rağmen durum hakkında fazla bir bilgi olduğu söylenemez. Ancak Blom hala bazı şaşırtıcı bilgilerle karşılaşıyor. Lilliput sanrıları çok farklı biçimlerde olabilir. Küçük adamlar, kadınlar, çocuklar hatta cüceleri içeren sanrılar olabiliyor. Sanrılar genellikle çok derin detaylara sahip olabiliyor ve palyaço, dansçı, ya da asker kostümü gibi detaylar sanrılarda yer alabiliyor. Vakaların büyük çoğunluğunda, sanrılar binlerce hatta milyonlarca insan içerebiliyor.Raporlanmış vakaların dörtte birinde insan figürlerine ek olarak küçük hayvan sanrıları da görülüyor. Minyatür kaplanlar, kediler, ve hipopotamlar görülüyor. Tüm insan, hayvan, cisim boyutları 10 ile 30 cm arası boyutlara iniyor. Bazen, sanrılar kendiliğinden yok oluyor. Sanrıların süresi saniyelerden yıllara kadar çeşitlilik gösterebilir. Mesela, Birinci Dünya Savaşı’nda biber gazına maruz kalıp görme yetisini kaybeden bir asker, kendini sürekli küçük din adamlarının etrafında görmeye başladı. Vakaların %62’sinde iyileşme gözlemlendi, %18’inde ise sanrılar kronik bir hale geldi ve %8’inde de sanrılara sebep olan şeyler hastanın ölümüne yol açtı. Lilliput sanrıları çeşitli yaş aralıklarında ve cinsiyet fark etmeksizin yaşanabiliyor. Blom’un düşüncesine göre bu boyutsal farklılık belki de altında yatan hastalığı anlamamız da bizim için ipuçları verebilir.Sonuç olarak, tüm çalışmalara rağmen sanıldığı kadar eğlenceli olmayan bu tuhaf duruma henüz tamamen hakim değiliz.Kaynak: Blom, J. D. (2021). Leroy’s elusive little people: A systematic review on lilliputian hallucinations. Neuroscience & Biobehavioral Reviews, 125, 627–636.