Jüpiter'in yörüngesinde dönen donmuş ama okyanus dolu uydu Europa, ciddi bir radyasyon akışına maruz kalıyor. Jüpiter her gün elektronları ve diğer parçacıkları uydusuna doğru fırlatıyor. Bu parçacıklar Europa'nın buz ve zengin tuzlu yüzeyine çarparak, Europa'yı karanlıkta parlatıyor. Üstteki çizimde görüldüğü üzere Europa'nın buzlu yüzeyinin Güneş'e bakan tarafı parlıyor. Parlamadaki ve parıltının rengindeki farklılıklar, Jüpiter'in uydusu Europa'nın yüzeyindeki buzun bileşimi hakkında bilgi verebilir. Soğuk Europa zaten gökbilimciler için ilgi çekici bir nokta. Yüzeyde donmuş bir çöl olmasına rağmen, gökbilimciler buzlu kabuğunun altında sıvı su barındırdığına inanıyor ve kimyasal yapısı hakkında bildiklerimize dayanarak, bu yeraltı okyanusunda yaşamı barındırmak için umut verici bir aday olabileceğini düşünüyor. Ancak iç kısmında yaşam olabileceği düşünülse de yüzey kendi başına ilginç.NASA gökbilimcisi Murthy Gudipati ve meslektaşları, laboratuvarda Europa'nın yüzeyindeki bazı etkileşimleri yeniden oluşturarak tuzlu buzu Jüpiter'den bekledikleri gibi enerjik elektronlara maruz bıraktı. Bu etkileşimlerin elektronla uyarılan ışıma adı verilen bir süreci tetiklediğini buldular. Basitçe söylemek gerekirse, karanlıkta parlıyordu. Bu, alışılmadık bir süreçti. Gece gökyüzünde parlak olan kendi Ay'ımıza bakarak, uyduların parıldamasının yaygın olduğunu düşünebiliriz. Ama uydumuz parlamıyor, sadece Güneş'ten gelen ışığı yansıtıyor. Bunun aksine Europa, Güneş'ten uzaklaşan tarafta bile kendi ışığını üretiyor.
Jüpiter'in uydusu Europa'yı parıldatan radyasyon
9 Kasım’da Nature Astronomy’de yayınlanan çalışmanın baş yazarı NASA JPL’den Murthy Gudipati, "Gece tarafındaki bu buz parıltısının Europa'nın yüzey kompozisyonu hakkında ek bilgi sağlayabileceğini tahmin ettik. Bu kompozisyonun nasıl değiştiği bize Europa'nın yaşam için uygun koşulları barındırıp barındırmadığına dair ipuçları verebilir." dedi.Europa bu radyasyon altında olmasaydı, uydumuzun bize göründüğü gibi görünürdü (gölgeli tarafı karanlık). Ancak Jüpiter'in radyasyonuyla bombardımana tutulduğu için karanlıkta parlıyor. Tuzlu bileşikler radyasyona farklı tepki verir ve kendi benzersiz parıltısını yayar.Araştırmacılar, parıltının kendisinde farklı buz bileşimlerine bağlı değişiklikler görmeyi beklemiyorlardı. Makalenin ortak yazarı Fred Bateman, "Sodyum klorür tuzlu suyunu önemli ölçüde daha düşük bir parlaklık seviyesinde görmek, araştırmanın seyrini değiştiren 'aha' anıydı." şeklinde konuştu.Şimdiye kadar, araştırmacılar, Europa'nın kimyası hakkında herhangi bir yeni keşifte bulunmadı. NASA’nın yaklaşan Europa Clipper görevini beklememiz gerekecek. Bu görev, uydunun yüzeyini birden çok geçiş üzerinden gözlemleyecek. Bu alçak uçuş (ve planlanan robot iniş aracı), Europa'nın kimyasının haritasını çıkarabilir ve yüzey altı okyanusu (özellikle tuzluluğu) hakkında ipuçları elde edebilir.Europa Clipper, 2020'lerin ortasında görevine başlayacak ve Güneş sisteminin Dünya dışı yaşam açısından gelecek vaat eden bir bölümünü araştıracağı için on yılın en heyecan verici görevlerinden biri olacak. Araştırmacılar şimdi Clipper’in bilimsel araç setinin uydunun parıltısındaki değişiklikleri nasıl algılayabildiğini görmek için bulguları gözden geçiriyor.
Kaynak;ZME Science