İnsan vücudunda yeni tükürük bezleri kümesi keşfedildi. Tubarial tükürük bezleri adı verilen sistemin, tamamen yeni bir organ mı yoksa organ sisteminin parçası mı olduğu henüz bilinmiyor. Keşfin, tükürük bezlerine zarar verebilen ve kalıcı komplikasyonlar bırakabilen radyoterapi üzerinde etkisi olacağı düşünülüyor.İnsan vücudunun kafatasında, boğazın burun boşluğu ile birleştiği yer olan genizde bilateral (çift taraflı) yeni tükürük bezleri bulundu. Genizde yer alan torus tubarius bölgesinde bulunduğu için bu tükürük bezlerine tubarial bezler adı verildi. Tubarial bezlerin, genizde üst boğaz bölümünü nemlendirme işlevi gördüğü belirlendi. Bu tükürük bezlerinin şimdiye kadar fark edilmemesinin sebebi olarak ise manyetik rezonans görüntüleme (MRI), bilgisayarlı tomografi taraması (BT) veya ultrasonlarda görünmemesi gösterildi. Yeni organ, doktorların genellikle prostat kanserini ve yayılmasını saptamak için kullandıkları PSMA PET / CT ile gözlemlendi.Yazarlar, bulguların özellikle boyun ve baş bölgesi kanserine sahip, dilde veya boğazda tümör bulunan hastalar için etkileri olduğuna inanıyor. Çünkü radyoterapi bu tükürük bezlerine zarar verebiliyor. Araştırmacılara göre, radyoterapi gören hastalarda ortaya çıkan ağız kuruluğu ve yutma, yemek yeme ve konuşma sorunlarının nedeni bu tükürük bezlerinin bilinmediği için bölgeye zarar verilmiş olmasından kaynaklanabilir.
Prostat kanseri taramasında kullanılan yöntem tükürük bezlerini de gösterdi
Hollanda Kanser Enstitüsünden (NCI) radyasyon onkolojisi uzmanı Wouter Vogel, baş, boyun ve beyindeki kanser için radyoterapi görenlerin tükürük bezlerinde meydana gelen hasarı araştırırken bu keşfin ilk ipucunu ortaya çıkardı. Vogel, tükürük bezlerindeki hücreleri tespit etmek için yeni bir teknik kullanıyordu; PSMA PET / CT, BT taramaları ve PSMA PET-CT adı verilen pozitron emisyon tomografisi (PET) taramalarının bir kombinasyonu. Bu yöntem tipik olarak prostat kanserini tespit etmek için kullanılır ancak önceki bir çalışmada Vogel ve meslektaşları, tükürük bezi hücrelerini de işaretlediğini bulmuşlardı. İnsanların üç büyük tükürük bezi ve yaklaşık bin küçük salgı bezi vardır. Vogel, gözlem yaparken boğazın nazofarenks olarak bilinen ve sadece küçük tükürük bezlerinin bulunduğu tahmin edilen üst bölümünde beklenmedik derecede yüksek bir işaretleme seviyesiyle karşılaştı. Hatta Vogel, beklenmedik sinyali ilk gözlemlediğinde kafasının karıştığını söyleyerek, "Bu bölgede tükürük bezi hücrelerinin bol olduğu düşünülmüyordu." diyor. Hemen Hollanda Kanser Enstitüsünde oral ve maksillofasiyal cerrah Matthijs Valstar'ın görüşünü aldı. Ardından Vogel ve Valstar, NCI ve Hollanda'daki diğer üç tıp merkezinden birçok araştırmacıyı bir araya getirerek bir ekip kurdu.Ekip, prostat veya üretral bez kanseri olan 100'den fazla hastanın PSMA PET / CT taramalarını inceledi ve bu bireylerde de nazofarenks bölgesinde benzer sinyaller buldu. Araştırmacılar, sonradan tubarial dedikleri tükürük bezlerin çift taraflı (bilateral) ve yaklaşık dört santimetre uzunluğa sahip olduğunu keşfetti. Ekip daha sonra bunun gerçekten tükürük bezi dokusu olduğunu doğrulamak için iki insan kadavrası üzerinde de inceleme yaptı. Bu yeni tanımlanan bezleri, nazofarenksin hemen arkasındaki bölüm olan torus tubarius üzerindeki konumlarına göre "tubarial bezler" olarak adlandırdılar.
Tubarial bezler standart cerrahi tekniklerle erişilemeyecek bir konumda bulunuyor
Vogel'e göre, tubarial bezlerin daha önce bulunmamasının muhtemelen iki ana nedeni var; araştırmacılar, tükürük bezlerini aramak için daha önce PSMA PET / CT kullanmamışlardı ve yeni keşfedilen bezler, standart cerrahi yöntemlerle erişilmesi zor bir bölgede bulunuyordu. Vogel, "Tubarial bezler için tarif ettiğimiz yeri sadece nazal endoskopi ile görebilirsiniz." diye ekliyor. Nazal endoskopi, burnu ve sinüsleri görüntülemek için küçük kamera ve ışıklı bir tüpün kullanıldığı bir yöntem. Tükürük bezlerinin radyoterapiden zarar görme riski olduğundan, ekip, tubarial bezlerine radyoterapi uygulanmasının hastaları etkileyip etkilemediğini de araştırdı. 700'den fazla baş ve boyun kanseri hastasından oluşan bir kohorttan (topluluk) alınan verileri inceledikten sonra, bu tükürük bezleri bölgesine radyoterapi uygulanmasının tedavi sonrası ağız kuruluğu ve yutma güçlüğü ile ilişkili olduğu bulundu. Çalışma, 16 Ekim 2020'de Radiotherapy & Oncology'de yayımlandı.Kaynak;The Scientist