1982 yılında eşcinsel bir havayolları çalışanında nedeni belirlenemeyen bir hastalık görüldü. Dugas ilk başlarda derisindeki bilinmeyen problemlerle karşılaştı. Ancak bu süreç içinde bir teşhiste konulamadı. Benzer belirtiler gösteren diğer hastalarla birlikte, semptomlarından yola çıkılarak "eşcinsel kanseri" olarak tanımlanan bir hastalık taşıdıkları öne sürüldü. Daha sonra araştırmaya dahil olan sosyolog William Darrow, Dugas'ın günlük hayatını inceledi ve AIDS'in cinsel yolla bulaştığına dair ilk kanıtlar ortaya çıkmaya başladı. 1984 yılında ölen Kanadalı Gaétan Dugas’ın hastalığı uzun süre araştırıldı. 1987’de AIDS salgınıyla ilgili çıkan kitapta kendisi "Sıfırıncı" hasta olarak tanıtıldı. Çünkü AIDS hastalığı ve HIV virüsü Amerika’da ilk kez onda tanımlanıp cinsel yolla bulaştığı gösterildi. İşi sebebiyle dünyanın pek çok noktasında bulunması, hastalığı taşıması ve yaymasında etkiliydi. Ancak eşcinsel olması ve yabancı olması politize edilmesine neden oldu ve hastalığı Amerika’ya getiren kişi olarak etiketlendi. Araştırmacılar daha sonraki süreçte Dugas’ın aslında Los Angeles’ta yayılmaya başlayan hastalıktan etkilendiğini ortaya çıkardılar. Ancak bu gerçekler medyanın çok ilgisini çekmedi.
Günümüzdeyse AIDS'le ilgili çok daha çarpıcı gerçekler, yeni araştırmaların ışığında ortaya çıkmaya başladı. 2000’den fazla 30-40 yıllık serum ve kan örneğini inceleyen bilim insanları aslında sanıldığı gibi 1984’te değil 1970’lerde HIV virüsünün New York’ta insanlara bulaştığını ortaya koydular. Ayrıca daha da ilginci, bu virüsün Karayiplerden geldiğini de gösterdiler.
University of Cambridge'de Tarihçi olan Richard McKay, araştırmacıların HIV'in ilk çıktığı hastayı ve gelişimini sorguladığını, ancak Amerika'ya virüsün çok kez giriş yaptığına dair kanıtlarında bulunduğuna dikkat etmiş. Daha sonra ise evrimsel biyolog Michael Worobey (University of Arizona) HIV'in Amerika'ya gelişi ve yayılışının hikayesini net bir şekilde ortaya çıkarmayı hedeflemişler. Ekip New York City ve San Francisco'daki sağlık merkezlerinden 1978'den itibaren arşivlenmiş serum örneklerini araştırmaya karar vermişler. Bu örneklerin bir kısmı kohort çalışmasında gönüllü erkeklerden toplanan 8906 örnek içindeki Hepatit B taşıyanlardan seçilmiş. Önceki çalışmalarda bu örnekler içinde HIV seropozitif olan serum örnekleri tekrar ele alınmış ve içindeki virüse ait genetik materyal çalışılmış. Uzun dönemli olarak saklanmış olan bu örneklerden HIV virüsü RNA'sı elde edilmesi zor olsa da araştırmacılar parçalanmış RNA fragmentlerini kullanabilecekleri bir metod ( RNA ‘jackhammering’ yaklaşımı) ile arşivden gelen örneklerdeki virüslerin tüm genetik bilgisi elde edilmiş. Virüsün RNA dizisinden elde edilen bilgilerse aslında bu virüsün 1970'li yıllarda Haiti üzerinden New York'a geldiği ve ordan da Amerika'ya dağıldığını göstermekte. Haitiye ise Afrika'dan ulaştığı ortaya konmuş.
1990’larda uyuşturucu bağımlılarına ve eşcinsellere has bir hastalık olarak tanımlanan AIDS'in bu şekilde tanımlanmasının en temel sebeplerinden biri hastalığın mekanizmasının eşcinsel bir erkek olan Dugas üzerinde çözülmesi. Her ne kadar araştırmacılar bu gerçeğin farkında olsa da medya ve tıp tarihçileri Dugas'ın "eşcinsel" olmasını daha çekici bulup konuyu bu açıdan irdelemişlerdi. Ancak görünen o ki AIDS Amerika’ya tespit edildiğinden çok daha uzun süre önce ulaşmıştı ve yayılmaya başlamıştı. Vakaların artması ile fark edilebilir bir düzeye ulaşmasıyla ancak teşhis edilmiş olduğu ortaya çıktı.