Günlerin her zaman 24 saat olduğu bilgisi eskide kaldı, artık günler kısalıyor veya uzuyor. Günlerde yaşanan değişiklikler normal bir kimse tarafından fark edilmese de, bilim insanları günlerin zaman içerisinde uzayıp kısaldığının farkındalar. Aylar ve yıllar süresince, her günün uzunluğu Dünya'nın değişen sistemleriyle uyumlu şekilde küçük zaman farklarıyla değişiyor. Bu kaymalar, belirli bir mevsimde toplam gündüz veya gece saatlerini önemli ölçüde etkilemiyor; bunun yerine, 24 saatlik bir günün ölçümünde milisaniyelik kaymaları ifade ediyor.

Milyarlarca Yıl Önce, Dünya'da Bir Günlük Süre Sadece 19 Saatti

Milyarlarca yıl önce, Dünya'da bir günlük süre sadece 19 saat kadar kısaydı. Ay'ın çekim kuvveti, Dünya üzerinde gelgit etkileri yaratarak Dünya'nın dönüş hızını yavaşça azaltıyor, her yüzyılda yaklaşık olarak 2,3 milisaniye ekleyerek günün uzunluğunu artırıyor. Aynı şekilde, sismik faaliyet, buzulların oluşumu, hava koşulları ve okyanus sirkülasyonu gibi etkenler daha kısa zaman aralıklarında günün uzunluğunda değişikliklere neden oluyor. Bir buz pateni sanatçısının kollarını vücuduna yaklaştırdığında dönme hızının artması gibi, Dünya’nın da kütlesi kutuplara doğru hareket ettikçe dönüş hızı artıyor.Garip görünse de, Dünya'nın dönme ekseninin konumu kesin olarak sabitlenmiyor. Bunun yerine, dönme kutbu her yıl birkaç metre kayarak Dünya yüzeyinde yarı dairesel bir patika izliyor. Bu olaya "kutupsal hareket" adı veriliyor ve Dünya'nın dönüş hızının ve yavaşlamasının büyük bir kısmını bu şekilde yönetiyor.

Buzul Geri Çekilmeleri Sebeplerden Biri

Bilim insanları, kutupsal hareketin arkasında Grönland'daki buzul geri çekilmeleri, manto konveksiyonu ve kütle kaybı gibi bir dizi faktörün etkili olduğunu keşfetti. Gün uzunluğu farklılıkları mevsimsel, on yıllık ve bin yıllık zaman dilimlerinde ortaya çıkıyor. Bu kaymalar sadece milisaniyelerle ifade ediliyor ve nedenleri oldukça karmaşık olup genellikle tam olarak anlaşılamıyor.Son buzul çağında, buzullar Dünya'nın yüzeyine baskı yaparak altlarındaki toprağın çökmesine neden oldu. Buzullar eridiğinde, kara yavaşça orijinal konumuna geri döndü, bu da kütle dağılımında değişikliklere yol açarak Dünya'nın dönüşünde bir kaymaya neden oldu. Buzul geri çekilmeleri, buzun erimeye başladıktan hemen sonra farklı zaman ölçeklerinde meydana geliyor. Kuzey Amerika, yaklaşık 12.000 yıl önceki son buzul çağının sona ermesinin ardından hala buzulun kaybına yanıt verirken, Grönland ve Antarktika, modern buz tabakaları küçüldükçe şimdiden ek buzul geri çekilmeleri yaşıyor.

Manto Konveksiyonu Bir Diğer Neden

Manto konveksiyonu, çekirdekten yayılan ısının neden olduğu mantoda kaya dolaşımını ifade eder. Bu konveksiyon, yüzey boyunca kütle dağılımını değiştirmenin yanı sıra plaka hareketini ve bölgesel topografyayı etkileyen başka bir faktör olarak da ortaya çıkıyor. Son yapılan araştırmalar, çekirdek ile mantonun etkileşimini, kutup hareketinde on yıllık aralıklarla değişen varyasyonların potansiyel bir kaynağı olarak gösteriyor. Bu durum, mantonun akışkan dış çekirdek ve katı iç çekirdek arasında gerçekleşen karmaşık etkileşimleri içeriyor. Bu etkileşimler, Dünya'nın sürekli değişen manyetik alanındaki dalgalanmalara ve aynı zamanda gün uzunluğundaki kaymalara bağlı olabiliyor.

Buz Kütlesi Kaybı İle Günler Kısalıyor Olabilir

Grönland'daki buzlar eridikçe, deniz seviyeleri yükseliyor ve bu su kütlesi dünya genelinde yeniden dağılıyor, bu da sonuç olarak Dünya'nın dönüşünde kaymaya neden oluyor. Grönland, kutuptan daha uzak bir konumda olduğu için, buradaki buz kaybının Antarktika'nın yakınında eriyen buzdan çok daha büyük bir etkisi bulunuyor. Buzun erimesi, uzun dönemli eğilimlerin yanı sıra mevsimsel zaman ölçeklerinde değişiklik gösterebiliyor, bu nedenle dönme kutbu üzerindeki etkisi oldukça karmaşık oluyor. Grönland'daki buz kaybı endişe verici bir hızla ilerlerken, etkisi artmaya devam edecek gibi görünüyor.

Ek Nedenler İse Şöyle;

Atmosfer, okyanuslar, kriyosfer (buz ve kar) ve hidrosfer (sular) ile katı Dünya arasındaki kütlesel dağılım, mevsimler arasında değişikliklere yol açabiliyor. Örneğin, bölgesel rüzgar modellerindeki değişiklikler ve atmosferik sirkülasyon, mevsimsel gün uzunluğu değişikliklerinin yaklaşık yüzde 90'ından sorumlu olarak kabul ediliyor.Ayrıca büyük deprem olayları da kısa zaman ölçeklerinde Dünya'nın dönüş hızını etkileyebiliyor ve Dünya'nın denge ekseni etrafında bir kaymaya (polar sarkma) neden olabiliyor. Bu da Dünya'nın sallanma ve dönme karakteristiklerini değiştiriyor.Kaynak: https://www.earthscope.org/news/a-day-is-not-always-24-hours-how-earths-shifting-systems-cause-day-length-variation/