Kısa süreli beyin fonksiyonu bozukluğuyla karakterize olan, halk arasında “sara” olarak bilinen epilepsi hastalığı din, dil, ırk ve cinsiyet farketmeksizin Dünya’da 65 milyon kişiyi etkiliyor. Türkiye’de ise bu sayı 750 bini geçmiş durumda. Hayatı kısa süreli askıya alan epilepsi hastalığı hakkında bilgileri sizin için derledik.Kısa süreli beyin fonksiyonu bozukluğuyla karakterize olan, halk arasında “sara” olarak bilinen epilepsi hastalığı Dünya’nın yaklaşık %1’ini etkiliyor. Epilepsi nöbetleri hakkında konuşan Ankara Şehir Hastanesi eğitim görevlisi Doç. Dr. Şadiye Gümüşyayla epilepsi hastaları ve hasta yakınlarına bilgiler verdi.

Kişinin epilepsi hastası olduğunu söylemek için nöbet geçmişi olması gerektiğini söyleyen Gümüşyayla, “Günümüzde kişinin epilepsi hastası olacağını hasta henüz nöbet geçirmeden belirleyebilecek bir biyobelirteç yoktur. Zaten geçirilen her epilepsi nöbeti de epilepsi hastalığını telkin etmez. Nöbetlerin altında pek çok sebep bulunabilir” ifadeleriyle her nöbet geçiren bireyin epilepsi hastası olmadığına dikkat çekti.Bir grup hastada hastalığın nedeni varken, bir grup hastada organik olarak seyrettiğini söyleyen Gümüşyayla, “Epilepsi” teriminin bir şemsiye gibi düşünülmesi gerektiğini söyledi. Hastalığın birden fazla çeşidinin olduğunu belirten Gümüşyayla, “Bu terimin altında onlarca farklı tür sendrom bulunur. Bu sendromdan bazıları çok iyi gidişata sahiptir. Bir kısmında ise ilaç tedavisi ile iyi sonuçlar alırız. Yani ilaç tedavisi altında hastalar nöbet geçirmez hale gelir ancak ilaçları kesince nöbetler tekrar ortaya çıkmaya başlar. Hastaların yaklaşık üçte biri ise ilaca dirençlidir. Yani uygun ilaç tedavisine rağmen nöbetler sürer” ifadelerini kullandı.Gümüşyayla, her hastalıkta olduğu gibi epilepsi hastalığında da erken teşhisin önemine dikkat çekti. İlaç tedavisi altında hastanın nöbeti kesilmese bile şiddetinin azalacağını belirten Gümüşyayla, ”Hasta ilaç kullanmazken daha ağır nöbetler geçirirken, ilaç tedavisi ile bu nöbetler hafifler” ifadelerine yer verdi.

Çocuklarda ve yetişkinlerde hastalığın farklı seyrettiğini söyleyen Doç. Dr. Şadiye Gümüşyayla, çocuk hastalarda bazı motor ve mental gelişim sorunlarının görüldüğünü açıkladı. Hastalığın sonradan ortaya çıkışında genetik yatkınlığın önemini “Epilepsi hastalığının farklı türlerinde genetik faktörler etkilidir. Ama buradaki genetik faktörler, genetik yatkınlık şeklindedir” ifadesiyle vurguladı.Gümüşyayla, epilepsi hastalarının telaşa kapılmadan, günlük yaşamda dikkat etmeleri gereken faktörleri göz önünde bulundurup sosyal hayattan kendilerini tecrit etmemeleri gerektiğini söyledi. Hastalar günlük hayatta nelere dikkat etmelidir sorumuza “Nöbetleri tetiklediği bilinen uykusuzluk, açlık gibi durumlardan mutlaka kaçınmalıdırlar. Alkol, alınan ilaçların etkisini azaltabileceğinden, yoğun alkol alımından kaçınılmalıdır” ifadeleriyle yanıt verdi.Epilepsi hastalarının hayattan kaçmaması gerektiğini, her insan gibi sosyal ortamlarda bulunabileceğini vurgulayan Gümüşyayla, “Bir epilepsi hastası çalışabilir, evlenebilir, çocuk sahibi olabilir, meslek sahibi olabilir, spor yapabilir, hobiler edinebilir... Dolayısı ile normal bir hayat sürebilir. Ancak her mesleği evet yapamayabilir, her spor onun için uygun olmayabilir. Yapabileceklerine odaklanıp, aktif bir hayat yaşayabilir” ifadeleriyle sözlerine son verdi.