Doğal görünümlü saç boyası için bir grup araştırmacı farklı bir yöntem sundu. Tipik saç boyama işlemlerinin aksine araştırmacılar, yapay melanin oluşturarak saçtan melanini çıkarmak yerine melanin eklemeyi tercih etti. Çalışmaya göre bu yöntem, hem sürdürülebilirlik açısından hem de sağlığımız açısından daha iyi. Melanin, doğal bir cilt pigmentidir ve saçlarımıza rengini verir. Kafa derisinin her saç folikülinde bulunan melanin, melanosit adı verilen pigment hücrelerinden oluşur. Saç rengi, saç derisinden çıkmadan önce beyazdır ve güçlü, parlak tellerin arkasındaki protein olan keratinden meydana gelir. Northwestern Üniversitesinden bir grup araştırmacı, saç pigmentasyonunu taklit etmek için yapay melanin içeren saç boyası geliştirdi. Bu şekilde araştırmacılar, sarıdan siyaha kadar doğal görünümlü saç rengi yelpazesi ortaya çıkardı. Melanin, genellikle kahverengi veya siyah pigment formunda ve birçok yerde bulunan bir materyaldir. Uluslararası Nanoteknoloji Enstitüsünün yardımcı direktörü Nathan Gianneschi, her tür organizmanın melanin ürettiğini, bu da onu laboratuvarda kullanıma hazır ve çok yönlü bir malzeme haline getirdiğini söyledi. Northwestern Üniversitesinde Kimya, Malzeme Bilimi ve Mühendisliği ve Biyomedikal Mühendisliği profesörü Gianneschi, "Melanin, insanlarda görmeye yardımcı olmak için gözümüzün arkasındadır. Cildimizde ise hücrelerin UV (ultraviyole) hasarından korunmasına yardımcı olur. Ancak kuşlara rengarenk görünüm de verir; tavus kuşu tüyleri tamamen melaninden oluşur." dedi. Evde veya kuaförde saç boyatmanın riskleri üzerine uzun zamandır araştırmalar sürüyor. Kullanılan ürünler alerjiye ve cilt tahrişine neden olabiliyor; insanların yaklaşık yüzde 1'inin boyaya alerjisi var. Ayrıca, bazı boyaların tekrar tekrar kullanılması kanserle ilişkilendirilmişti.

Saçtan melanini çıkarmak yerine saç boyasına yapay melanin eklediler

Tipik saç boyama işleminde, kuaförler saçtan melanini çıkarmak için açıcı kullanır, ardından kalıcı renk için amonyak ve boyayı saça uygular. Gianneschi'nin laboratuvarında doktora sonrası araştırmacı olan makalenin baş yazarı Claudia Battistella, laboratuvarın diğer bölümlerinde melanin ile yapılan çalışmalardan ilham alarak saç boyasına nasıl uygulandığını gördü. Battistella, melanini çıkarmak yerine değiştirerek ve saçın içinde değil yüzeyinde renk biriktirerek kalıcı bir renk oluşturmanın daha sürdürülebilir olduğunu düşündü. Bu süreçte araştırmacılar, mantar enzimlerini bir amino asitle birleştirerek saçları boyadı ve vücutta doğal olarak meydana gelen reaksiyonları taklit eden bir işlem yaptılar. Ön çalışmalar, boyanın kalıcı olabileceğini gösterdi.Melanin, güneşe maruz kalma ve yaşlanma nedeniyle saçta kaybolduğundan, araştırmacılar güneşin boya üzerindeki etkisini de araştırdı. Geleneksel boyadan daha hafif bir işlem olmasının yanı sıra, yapay melaninle boyanan saçın beyazlaşmaya neden olabilecek güneş hasarından korunma potansiyeli olduğu anlaşıldı. Çalışmalar, işlem görmemiş saçlara kıyasla yapay melanin pigmenti ile işlem görmüş saçların ultraviyole ışınlarına maruz kaldığında daha az zarar gördüğünü gösterdi.

Araştırmacıların önceliği saç boyasına alerjisi olan insanlar

Araştırma, geleneksel boyalar yerine yapay melanin kullanmanın dört temel avantajını tanımladı;

  • Yapay melanin, temel katman olarak amonyak kullanımını engelliyor.
  • Saçı yapay melaninle boyamak daha az toksik.
  • İşlem daha güvenli, daha ölçeklenebilir kimyasallar kullanır.
  • Yapay melaninin gelecekteki kozmetik dönüşümlerinde büyük bir potansiyeli var.

Sektörün kanserojenlerden ve diğer toksik kimyasallardan uzaklaşmaya çalışması göz önüne alındığında, Gianneschi, bu yöntemin hakim endüstriyi aşabileceğine inanıyor. Ekip, yapay melaninli boyayı daha büyük ölçekte geliştirmeye istekli bir ortak bulmayı umuyor. Gianneschi, araştırmanın sadece melaninin potansiyel olarak geniş ticari kullanımını önemsemiyor, aynı zamanda, biyomedikal açıdan saç boyası alerjisi olan büyük bir insan piyasasının olduğunu düşünüyor. Araştırmacılar, öncelikli düşüncelerinin bu insanlara yardım etmek olduğunu söylüyor. Çalışma, 30 Ekim 2020 günü Chemistry of Materials dergisinde yayımlandı.Kaynaklar;Chemistry of MaterialsScience Daily