Avrupa Disleksi Birliği-EDA tarafından belirlenen 5-11 Ekim disleksi farkındalık haftasında, Dünya nüfusunun yüzde 3 ila yüzde 7’sini yakından ilgilendiren özgül öğrenme bozuklukları hakkında her şeyi sizler için derledik…Özgül öğrenme bozukluğu; konuşma, okuma, düşünme, dinleme, sosyal ve matematik yeteneklerinin kullanım ve kazanımında güçlük çekme şeklinde baş gösteren bir sorundur. Özgül öğrenme güçlüğü, halk arasında bilindiği gibi, sadece zekâ seviyesi düşük olan bireylerde değil, zekâ düzeyi normal ve üstün olan bireylerde de görülür. Bu konuya örnek olarak, Einstein ve Walt Disney’i örnek verebiliriz.

Özgül Öğrenme Güçlükleri Nelerdir?

Özgül öğrenme güçlükleri, kendi arasında üç dala ayrılıyor ve disleksi bu alanlardan birisi. Konuya açıklık getirmek gerekirse, okumada güçlük (disleksi), yazmada güçlük (disgrafi), matematiksel alanda güçlük (diskalkuli) olarak adlandırılıyor. Bu sorunlar tek tek görülebileceği gibi, hepsi bir arada da görülebiliyor. Disleksi maalesef tek bir nedene bağlanamıyor. Disleksinin oluşması için; doğum öncesi veya sonrası beyin gelişiminde gelişen durumlar, genetik yatkınlıklar, beslenme bozuklukları, plasenta anomalileri ve geçirilen ateşli hastalıklar sebeplerinden biri yeterli. Disleksi sorunu yaşayan bireylerde sağ beyin yarımküresi ve sol beyin yarımküresinden birinin diğerinden daha küçük gelişmesi durumuyla ortaya çıkıyor.

Disleksi Belirtileri Nelerdir?

Özel olarak disleksi üzerinde çalışan ilk nörologlardan olan Samuel Orton, 1920’li yıllarda disleksi sorununun belirtilerini ortaya koydu. Bu belirtiler başlıca; yazılı kelimeleri öğrenmede zorluk çekme, okurken kelime atlama sorunu, kelimeleri okuma sorunu yaşamak veya sık yapılan yazım yanlışları, yetersiz konuşma, yön duyularının gelişmesinde sıkıntı yaşama, elleri yetkin kullanamama olarak literatüre geçti. Nörologlar, ebeveynleri erken tanı konusunda uyarıyor. Tanı konulamadığı takdirde, disleksi ile çocukların sadece akademik hayatları değil, sosyal hayatları da olumsuz yönde etkilenebiliyor.

Dislekside Aile-Okul İş Birliği Şart!

Elbette bu süreçte öğretmenlerin de veliler kadar dikkat etmesi gerekiyor. Uzmanlar sorunun çözümü için, okul ve ailenin iş birliği içinde hareket etmesini ve çocuğun sorun yaşadığı alanlarda destek olmalarını öneriyor.Ayrıca, çocuğun güçlük yaşadığı alana özel olarak geliştirilen eğitim metotları uygulanmalı, özel olarak geliştirilmiş bilgisayar programlarından destek alınıp yazı alanlarında destek olması adına klavye kullanılmalı. Okulda yapılacak sınavlarda bu çocuklar için yazılı yöntemler yerine sözlü ve çoktan seçmeli yöntemlerin uygulanması önemli yer tutuyor.Kaynakça:Bilkent.edu