Depresyon hem oldukça yaygın hem de pek çok doğru bilinen yanlışla gündemde olan bir sağlık sorunu. Bu sorunu anlamak çözmek için de bir başlangıç olabilir.

Depresyon nedir?

Beynin karmaşık yapısı, bazen içinde bulunduğumuz duygusal zeminde çatırtılar ve çarpışmalar yaratır. Bu zihinsel çalkantıların en belirgin örneklerinden biri de depresyondur. Depresyon, nörolojik ve psikolojik etkileşimlerin karmaşık bir yansıması olarak kendini gösteren bir ruhsal bozukluktur. Zihinsel durumun biyolojik, kimyasal ve çevresel faktörlerle kesiştiği bir kavşak olan depresyon, bir bireyin ruh halini, düşünce yapısını ve davranışlarını derinden etkileyebilir. Duygusal keder ve umutsuzluk fiziksel enerji kaybı, düşünce ve odaklanma zorlukları, hatta intihar düşünceleri gibi semptomlar depresyonun geniş spektrumlu belirtilerindendir. Bu yazı depresyonun bilimsel yönlerini anlamak ve içsel labirentlerde bir yol çizmek isteyen herkes için tasarlanmış bir rehberdir.

Depresyon hakkında anahtar noktalar:

  • Depresyon yaygın bir ruhsal bozukluktur.
  • Küresel olarak yetişkinlerin yaklaşık %5'i depresyondan etkilenir.
  • Depresyondan kadınlar daha fazla etkilenir.
  • Depresyon intihara yol açabilir.
  • Hafif, orta ve şiddetli depresyon için etkili tedaviler bulunmaktadır.

Depresyon nasıl anlaşılır?

Depresyon (depresyonel bozukluk olarak da bilinir), sürekli üzgün bir ruh hali veya uzun süreli aktivitelere karşı ilgi ve zevkte azalma ile karakterize yaygın bir ruh sağlığı sorunudur.Normal ruh hali değişimlerinden ve günlük yaşamla ilgili duygulardan farklı olan depresyon ilişkilerden aile, arkadaşlar ve toplulukla olan ilişkilere kadar hayatın tüm yönlerini etkileyebilir. Depresyonun nedenleri arasında travma, ağır kayıplar veya diğer stresli olayları yaşamış kişiler daha yüksek risk altındadır. Kadınlar erkeklere göre depresyona daha yatkındır.Depresyon aksiyete gibi sorunlarla sıklıkla karıştırılabilir. Diğer ruh sağlığı sorunlarıyla karşıştırılabilen depresyon ayrıca başka sorunlarla birlikte seyrediyor da olabilir. Bu durumların daha iyi tespit edilebilmesi için bir profesyonele danışılması elzemdir.Yaklaşık nüfusun %3,8'i, yetişkinlerin %5'i (erkeklerde %4, kadınlarda %6) ve 60 yaşın üzerindeki yetişkinlerin %5,7'si depresyon deneyimlemektedir. Dünya genelinde 280 milyondan fazla kişi depresyondan etkilenmektedir ve özellikle hamile kadınlar ile yeni doğum yapmış kadınlar daha savunmasızdır. Ne yazık ki, yılda 700.000'den fazla insan intihar nedeniyle yaşamını yitirmektedir ve bu, 15-29 yaş aralığındakiler arasında dördüncü önde gelen ölüm nedenidir. Bunun yanı sıra tedaviye dirençlilik de bir sorundur. Ancak ruh sağlığı sorunlarının ömrü kısalttığı unutulmamalıdır.Düşük ve orta gelirli ülkelerde ruh sağlığı için etkili tedaviler bilinmesine rağmen, insanların %75'ten fazlası tedavi alamamaktadır. Etkili bakım için engeller, ruh sağlığı hizmetlerine yeterli yatırım yapılmaması, eğitimli sağlık uzmanlarının eksikliği ve ruhsal bozukluklarla ilişkilendirilen sosyal damgalama arasında yer almaktadır.

Belirtiler

  • Ssürekli düşük ruh hali, ilgi veya zevkte azalma ve diğer belirtilerle karakterizedir. Bunlar arasında konsantrasyon güçlüğü fazla suçluluk hissi veya düşük özsaygı, gelecekle ilgili umutsuzluk, intihar düşünceleri, uyku düzensizlikleri, iştah veya kilo değişiklikleri, aşırı yorgunluk ve enerji düşüklüğü yer alır.
  • Hayatın her alanında zorluklara neden olabilir, toplumda, evde, işte ve okulda.
  • Depresyonlu dönemler, semptomların sayısı ve şiddeti ile bireyin işlevselliğine göre hafif, orta veya şiddetli olarak kategorize edilebilir.

Depresif dönemlerin farklı desenleri şunları içerir:

  • Tek dönem depresyonel bozukluk, kişinin ilk ve tek dönemi;
  • Tekrarlayan depresyonel bozukluk, kişinin en az iki depresyonel dönem geçmişi bulunması;
  • Bipolar bozukluk, depresyonel dönemlerin manik semptomlarla, örneğin aşırı neşe veya sinirlilik, artan aktivite veya enerji ve artan konuşkanlık, hızlı düşünceler, yüksek özsaygı, uyku ihtiyacında azalma, dikkat dağınıklığı ve düşüncesizce tehlikeli davranışlarla değiştiği durum.

Depresyona Katkıda Bulunan Faktörler ve Önleme tavsiyeleri

Depresyon sosyal, psikolojik ve biyolojik faktörlerin karmaşık etkileşimi sonucu ortaya çıkar. Depresyonun fiziksel olarak beynimizin belirli bölgelerinde ortaya çıktığı düşünülmekte. Genetik olarak depresyona yatkın olan bireylerin olduğu bilinmektedir. Bunun yanı sıra işsizlik, yas, travmatik olaylar gibi olumsuz yaşam olayları depresyon riskini artırabilir. Depresyon fiziksel sağlıkla da yakından ilişkilidir. Fiziksel aktivite eksikliği ve zararlı alkol kullanımı gibi depresyonu etkileyen faktörler kardiyovasküler hastalık, kanser, diyabet ve solunum yolu hastalıkları gibi hastalıklar için bilinen risk faktörleri olarak da bilinir. Bu nedenle, bu hastalıkları olan insanlar durumlarını yönetmekle ilgili yaşadıkları zorluklar nedeniyle depresyon yaşayabilirler. Ayrıca sağlığı etkiliyen çevresel faktörler de depresyon riskini arttırabilir. Örneğin hava kirliliğinin depresyona sebep olabileceği tespit edilmiştir.Depresyonun önlenmesine yönelik programlar etkili bulunmuştur. Önleme için etkili toplum yaklaşımları, çocuklarda ve ergenlerde olumlu başa çıkma stratejilerini artırmak için okul tabanlı programları içerir. Davranış problemleri olan çocukların ebeveynlerine yönelik müdahaleler ebeveynlerin depresyon semptomlarını azaltabilir ve çocuklarının sonuçlarını iyileştirebilir. Yaşlılar için yapılan egzersiz programları da depresyonu önlemede etkili olabilir.

Depresyon İçin Teşhis ve Tedavi

Depresyon için etkili tedaviler arasında psikolojik terapi ve ilaçlar bulunmaktadır. Psikolojik tedaviler, hafiften şiddetliye kadar olan depresyon durumlarında ilk tercih edilen yaklaşımdır. Davranışsal aktivasyon, bilişsel davranışçı terapi, kişilerarası psikoterapi ve problem çözme terapisi gibi çeşitli psikoterapiler etkili olmuştur.Selektif serotonin geri alım inhibitörleri (SSRI'lar) gibi antidepresan ilaçlar, bazı durumlarda reçete edilebilir ancak özellikle çocuklar ve ergenlerde dikkatli kullanılmalıdır. Antidepresan ilaçların doktor gözetiminde uygun kullanımı da depresyon tedavisinde faydalı sonuçlar vermektedir. Depresyon için yeni ilaçlar geliştirilmeye devam etmekte olup kimi ilaçların da depresyona etkisi incelenmektedir.

Kişisel Bakım:

Kişisel bakım semptomların yönetiminde ve genel sağlığın teşviki açısından önemli bir rol oynar. Keyif aldığınız etkinliklere devam etmeye çalışmak, sevdiklerinizle bağlantıda kalmak, düzenli egzersiz yapmak (en azından kısa bir yürüyüş bile olsa), düzenli yeme ve uyuma alışkanlıklarına uymak, alkolü ve uyuşturucu kullanımını azaltmak veya bırakmak depresyonla başa çıkmak için önemlidir. Duygularınızı güvendiğiniz biriyle paylaşmak ve sağlık uzmanlarından yardım istemek de önemlidir.

İntihar Düşünceleri Durumunda:

Eğer intihar düşünceleriniz varsa, unutmayın ki yalnız değilsiniz ve yardım mevcuttur. Güvendiğiniz biriyle konuşun, Aile Sağlık Merkezinize başvurun, bir doktor veya danışman gibi bir sağlık çalışanına başvurun veya bir destek grubuna katılın. Acil durumda, mevcut acil servisleri veya bir kriz hattını arayın.Bu içerik kendi kendinzie tanı ve teşhis koymanızı sağlamayacaktır. Mutlaka bir sağlık profesyöneline danışın.Kaynakça: https://www.who.int/news-room/fact-sheets/detail/depression