İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü’nden jeoloji mühendisi Dr. Mustafa Karaman, geçtiğimiz günlerde paylaştığı tweet dizisiyle bazı önemli bilgiler anlattı.
Bu Harita Fay Haritası Değil! Bu Bir İstatistik Haritası.
Hepimizin fay haritası olarak bildiği bu görseldeki haritayı paylaşan Dr. Karaman, “Bu harita fay haritası değil. Bu harita iyi/kötü zemin haritası hiç değil. Bu harita istatistiktir” dedi. Türkiye’de binaları depremlere göre tasarlamak için; 1947, 1953, 1961, 1968, 1975, 1998, 2007 ve halen yürürlükte olan 2018 yıllarında düzenlenen yönetmelikler olduğunu söyledi.Son yönetmeliğin, Amerika ve Avrupa güncel yönetmeliklerinden birçok konuda aşağı kalır yanı olmadığını belirten Dr. Karaman, “Bazı eksikliklerin olduğunu düşünen, üzerinde çalışan çok sayıda hoca var. Zaten bilim de böyle bir şey, mutlak doğruya ulaştım dediğin an bilim biter. Soru biterse, bilim biter; bilim biterse hurafe başlar” diye ekledi.
Fay, Fayın Derinliği, Uzunluğu, Çeşidi ve Adını Gösteren Bir Harita Mevcut
Bildiğimiz fay haritası görselinin Google Maps gibi bir interaktif harita olduğunu belirten Dr. Karaman, “Bu harita bu sayıları olasılıksal hesaplarla buluyor. Bölgelerdeki tektonik yapıları, fayları, bunların çeşitlerini, bilinen tarih boyunca ürettiği depremleri, büyüklükleri, konu ile ilgili her şeyi bir çuvalla koyun, içine de yüzlerce iyi matematik ve yazılım bilen mühendis atın, bu harita çıkıyor” şeklinde paylaştı.Bu olasılık haritasına hizmet eden bir fay haritasına ulaşılacak adresi de paylaşan Dr. Karaman, “Tek tek fayları görebileceğimiz, açıp fayı bulup, fayın derinliğini, uzunluğunu, çeşidini, adını bileceğimiz bir harita mevcuttur. İşte burada; http://yerbilimleri.mta.gov.tr/anasayfa.aspx” dedi.Matematiksel haritanın deprem tehlike bölgelerini söyleyebileceğini ifade eden Dr. Karaman, “Matematiksel haritada çok kırmızı olasılık yüksek, sarı olasılık düşüktür. O zaman bu haritaya göre mi yerleşelim? Hayır. Bu harita jeolojik harita değil. Bu harita sizin yerleştiğiniz zeminlerin hepsini eşit ve sağlam kabul ediyor” diye açıkladı.
Zeminler Aynı Depremden Farklı Etkilenebilir; Samos-Bayraklı Örneği
Bahsettiği olasılıksal haritanın, sadece deprem katsayılarının işlendiği düz harita olduğunu belirten Dr. Karaman, “Teoride her yerin eşit ve sağlam zemin koşullu olduğunu varsayalım. Hepimiz aynı kaya zeminde yaşıyormuşuz ve bu zemin her yer için alt kabuklara kadar aynıymış gibi düşünelim. Oysa bir faydan yola çıkan bir kırılma enerjisi, dalga gibi yüzeye doğru gelirken km’lerce kaya içinden geçer, yüzeye yaklaşınca da kaya olmayan farklı çakıl, kum, silt, kil ve bunların karışımı zeminlerden geçebilir ve yüzeye çıkar. Hepsi aynı depremden farklı etkileniyor” dedi.Bu nedenle jeolojik olarak üzerinde yaşanılan zemin tabakaları ve mekanik özellikleri bilmenin önemli olduğunu söyleyen Dr. Karaman, “Örneğin, Samos depremi Samos açıklarında oldu, bizde bunu ölçen en yakın istasyon Seferihisar’da: adı 3526, deprem merkezine 26km uzakta. Yıkımlar Bayraklı’da oldu, istasyonun adı 3513, depreme uzaklığı 63km. Görselde yıldız işareti depremin olduğu yer” diye anlattı.
Örnek olarak verdiği Samos depremini grafikleriyle anlatan Dr. Karaman, “Bu grafikler depremin iki istasyonda ölçülen grafikleri. Soldakiler Doğu-Batı sağdakiler Kuzey-Güney yönündeki sallanmaları gösteriyor. Her biri (aşağıdan yukarı doğru) yol/zaman grafikleri. Zamana bir daha böl hız/zaman grafikleri. Bi daha böl: ivme/zaman grafikleri. Dikkat edin hangi istasyon depremi daha büyük yaşamış. Bayraklı. Peki neden? Eren Pamuk hocanın çalışmasına bakın, Bayraklı, Bornova ovasının içinde ve ortaya gidildikçe daha yumuşak/gevşek bir zemin görülüyor. Mora gidildikçe zemin gevşek yumuşak hal alıyor” şeklinde açıkladı.
Üç Boyutlu Jeolojik Haritaların Önemi
Kaya ve topraklı zemindeki deprem etkisini anlatan Dr. Karaman, “Yani deprem, kayalardaki yolculuğu bitirip, topraklı zeminlere gelince zeminlerin sıkılığı-gevşekliğine/ yumuşaklığı-katılığına göre büyüyor ya da küçülüyor. İşte buna büyütme etkisi (basen etkisi, ova etkisi) vs. deniyor. İşte bu üç boyutlu jeolojik haritalar bu yüzden önemli. Bu haritalar; yeni basında tartışma oluşturan mikrotremör yönetmeleri veya sondaj deneyleri ile elde edilebiliyor. Mikrotremör; ses dalgaları sayesinde zeminin derinlik boyunca röntgenini çekiyor” dedi.Kaynak: https://twitter.com/seribere/status/1629045273472249859?s=20