COVID-19 hastalarına deneysel bitkisel ilaç verildiği iddiası gündemde. İddianın kaynağı ise bizzat ön baskı aşamasında iken yayımlanan çalışma. Geçtiğimiz günlerde yayımlanan bu çalışma, kısa süre sonra yayımdan kaldırıldı ancak makaleyi indirip okuyan kullanıcılardan birkaçı, aldıkları ekran görüntülerini sosyal medyada paylaştı. Dr. Nuriye Ortaylı da makaleyi okuyanlar arasında idi. Dr. Ortaylı, makaleyi okumakla kalmayarak bir yazı kaleme aldı ve çalışmayı, yazar kadrosundan izin süreçlerine kadar birçok konuda eleştirdi. Halk Sağlığı Uzmanı Dr. Nuriye Ortaylı, Yetkin Report'ta yayımladığın yazısında Türkiye'de COVID-19 hastalarına adı açıklanmayan bir deneysel bitkisel kökenli ilaç verildiğini yazdı. Ön baskı yayınevi Research Square'de“Novel Treatment Approach To The Novel Coronavirus with a New Inhaler Theurapetic” (Yeni Bir Solunum Yoluyla verilen Tedavi Ajanıyla Yeni Koronavirüs Tedavisine Yenilikçi Bir Yaklaşım) başlığıyla yayımlanan makale kısa süre sonra kaldırıldı ancak ekran görüntüleri İnternet'te paylaşıldı. Dr. Nuriye Ortaylı, makaleyi kaldırılmadan önce okuduğunu belirtiyor.Araştırmanın yazarları arasında Sağlık Bakan Yardımcısı Dr. Şuayip Birinci de yer alıyor ancak Dr. Ortaylı'nın dikkatini asıl çeken kişi çalışmanın baş yazarı Oğuz Güvenmez... Dr. Ortaylı, Oğuz Güvenmez'in herhangi bir uzmanlık alanı bulunmadığını belirterek şu ifadelerde bulunuyor: "Şubat-Mart, pardon Mart-Nisan aylarında Tarsus’da, pardon Mersin ve İstanbul’da yapılan çalışmanın da esas araştırmacısıydı. O zaman bağımsız araştırmacıydı. Aynı tarihlerde yapılan bu çalışmada, konu öyle gerektirdiği için İç Hastalıkları, ayrıca Geleneksel Tedaviler konusunda bağımsız araştırmacı olmuş. İnsan bu şahsı merak ediyor. Zira göz hastalıklarından, kulak burun boğaza, otizmden, çocuklarda depresyona, oradan temel bilimlere atlayıp virüs genomlarına, derken Covid zatürresi tedavisine yirmiden fazla yayın yapmış son iki yıl içinde."

COVID-19 hastalarına verilen bitkisel ilaç çalışması izin alınmadan önce mi uygulandı?

Dr. Ortaylı, Oğuz Güvenmez'in bu iki yıllık süreçte nerede çalıştığını sorarak, "Makalelerden bir kaçında Adana’da özel bir klinikte çalıştığını yazmış, bir tanesinde de ismini vermiş;Sözü Hikmet Kliniği. Arayıp tarıyoruz. Adana’da kayıtlı böyle bir klinik yok. Türkiye’de kamuda ya da özel sektörde çalışan doktorların kayıtlı olduğu sorgulama sistemine girip Oğuz Güvenmez adını yazıyoruz. Türkiye Sağlık Sistemi tarafından doktor olarak tanınmıyor. Kısacası, reçete yazsa, yazdığı reçeteyle eczaneden ilaç alamazsınız." sözleriyle iddiasını sürdürdü.COVID-19 hastalarına verilen deneysel bitkisel ilaç çalışması, Bağcılar Eğitim ve Araştırma Hastanesi Etik Kurulu tarafından da onaylanmış olarak gözüküyor (araştırma izni numarası; 2020-04-29T23). Dr. Nuriye Ortaylı, numaralardaki kodlamalar dikkate alındığında çalışmaya 29 Nisan 2020'de Bakanlık tarafından izin verildiğini, 2 Temmuz 2020 günü (2020.07.2.14.115) Bağcılar Eğitim ve Araştırma Hastanesi Etik Kurulu'nca izin için başvurulduğunu söylüyor. Ayrıca, çalışmanın, etik kuruluna izin başvurusu yapılmadan bir ay önce 1 Mayıs - 1 Haziran 2020 tarihleri arasında yürütüldüğü görünüyor. Yeni geliştirilen bir ilacın deneneceği araştırmalarda ilk olarak çalışmanın yapılacağı hastanenin / kurumun etik kurulundan izin alınır, ardından onay verilirse bakanlığa bildirilir ve çalışma yürütülür iken bu çalışmada süreç tam tersi şekilde seyretmiş.

Çalışmada kullanılan bitkinin adı açıklanmadı

Dr. Nuriye Ortaylı, çalışmanın içeriğine ilişkin edindiği bilgileri okurlarla paylaştı: "Makale toplam 16 hastaya, -bir kısmı entübe, bir kısmı değil- adı açıklanmayan bir bitkisel üründen elde edilen maddenin buharlaştırılarak entübasyon tüpünden ya da oksijen maskesinin içine eklenerek verildiğini söylüyor. Bitkinin ne olduğunu bilmiyoruz. Patent başvurusu olduğu için yazmadıklarını söylüyorlar. Bitki Tedavileri konusunda uzman olanlar bitkilerin patentlenemeyeceğini, sadece onların çeşitli formlara, mesela merhem, uçucu madde gibi dönüştürme yollarının patentlenebileceğini söylüyor. Dolayısıyla böyle bir makalede bitkinin adının açıkça yazılması gerekiyor. İkinci olarak tedavi aracıyla geleneksel olarak kullanılan bitkiler de geleneksel kullanımda olmayan bir yöntemle, örneğin bu makalede anlatıldığı gibi doğrudan solunum yoluna verilecekse, bu kullanımının insana zararlı olmayacağının gösterilmiş olması, toksikoloji çalışmalarının yapılmış olması ve bunlara referans olması gerekiyor."Dr. Ortaylı, yazısının ilerleyen bölümünde konuyu açarak devam etti. Dr. Ortaylı, bir örnekle, "Diğer bir deyişle ıhlamur çiçeklerini sıcak suyla demleyerek içmenin soğuk algınlığına iyi geldiğini biliyoruz, orada bir sorun yok. Ama ıhlamur çiçeklerinin yağını çıkarıp, bunları buhar haline getirip doğrudan ciğerlere verecekseniz, bu yeni şeklin ciğerlerde bir zararlı etkide bulunmayacağından emin olmak için, önce test tüpünde uygun yöntemlerle, sonra hayvan modellerinde ve en son da sağlıklı gönüllülerde denemiş ve bunu belgelemiş olmanız lazım. Bu bütün yeni tedavi ajanları için izlenmesi gereken bir yol." dedi.Dr. Nuriye Ortaylı'nın üzerinde durduğu konuların başında araştırmanın baş yazarı Oğuz Güvenmez'in hekimlik ile ilişkisi geliyor. Ortaylı, Güvenmez'in Sağlık Bakanlığı'ndan ve çalışmalarını yürüttüğü bakanlık hastanelerinden nasıl izin aldığını soruyor. İkinci olarak ise Ortaylı, ilgili denemeye nasıl izin verildiğini soruyor.Kaynak;Yetkin Report