Grönland buz tabakası, hem yüzeyinde hem de altında yaşamla dolup taşıyor. Yakın zamana kadar bilimin varlığından haberdar olmadığı mikroskobik organizmalar bu tabakalarda yaşamını sürdürüyor. Yapılan araştırmalar, minik canlıların buzu renklendirdiğine ve daha hızlı erimesini sağladığına dair kanıtlar bile içeriyor.

Buzulların Yaşamla Dolu Olduğu Keşfedildi

Buzulların yoğun olduğu bu bölgelerde bitki yaşamıyor, az sayıda hayvan bulunuyor ve insanlar da buralara nadiren geliyorlar. Grönland'daki büyük buzullar uzun zamandır buz çölleri olarak algılanıyor. Yaşam koşullarının son derece sert olduğu devasa buz tabakaları, şimdilerde daha farklı yorumlanmaya başlandı. Yapılan son araştırmalar, buzullarda düşündüğümüzden çok daha fazla yaşam olduğunu gösterdi.Aarhus Üniversitesi Çevre Bilimleri Bölümü'nden Profesör Alexandre Anesio liderliğindeki bir grup araştırmacı, buzulların yaşamla dolu olduğunu keşfetti. Buz tabakası üzerinde yaşama adapte olmuş mikroplar bulan ekip, sadece bir veya iki tür değil birkaç bin farklı tür keşfetti.

Buz Tabakası 4 Bin Farklı Türe Ev Sahipliği Yapabilir

Araştırma ekibinin lideri Prof. Anesio yakın zamana kadar varlığından haberdar olmadığımız koca bir ekosistem diye bahsettiği keşfi, “Bir buzulun üzerindeki küçük bir eriyik su birikintisi, içinde kolayca 4 bin farklı türün yaşamasını sağlayabilir. Bakteriler, algler, virüsler ve mikroskobik mantarlar onun üzerinde yaşarlar" diye anlattı.

Mikroplar Ne İle Yaşar?

Siyah Algler

Milyarlarca mikroorganizma ana kayadaki mineralleri yiyerek hayatta kalabiliyor. Güneş, oksijen ve suyun mevcut olduğu alanlarda yaşam bulunabiliyor. Bununla birlikte yakın zamana kadar araştırmacılar, buz tabakası üzerinde yaşamın sürdürülebilmesi için çok az besine sahip olduğuna inanıyorlardı. Ancak yeni çalışmalar araştırmacıların yanıldığını gösterdi.Araştırmacıların araştırmaya en çok zaman ayırdıkları buzdaki mikroorganizmalardan biri küçük siyah alglerdi. Algler buzun üzerinde büyüyor ve onu siyaha boyuyorlar. Siyah alglerin araştırmacılar için bu kadar ilgi çekici olmasının bir nedeni var.Buz karardığında, güneş ışığını yansıtmanın daha zor hale geldiğini söyleyen Prof. Anesio, “Bunun yerine, güneş ışınlarından gelen ısı erimeye başlayan buz tarafından emilir. Buz ne kadar çok erirse, Dünya'daki sıcaklık o kadar artar. Bu nedenle algler küresel ısınmada önemli bir rol oynuyor" dedi.

Algler Buz Erimesini Yaklaşık Yüzde 20 Artırıyor

Son yıllarda, buzun giderek daha geniş alanları algler tarafından lekelendi ve bu da buzun daha da hızlı erimesine neden oldu. Prof. Anesio, alglerin buz erimesini yaklaşık yüzde 20 artırdığını hesapladı.Buz tabakası algleri, insanlar sanayileşme yoluyla küresel ısınmayı başlatmadan önce de vardı. Bununla birlikte iklim değişikliği, baharın Kuzey Kutbu'na her zamankinden daha erken gelmesi ve sonuç olarak alglerin büyümek ve yayılmak için daha uzun bir mevsime sahip olması anlamına geliyor.Alglerin her yıl biraz daha yayıldığını belirten Prof. Anesio, “Grönland'a gittiğimde artık algler yüzünden buzun tamamen karardığı geniş alanlar görüyorum" diye konuştu.Prof. Alexandre Anesio ve meslektaşları, alg büyümesinin bir şekilde yavaşlatılıp yavaşlatılamayacağını bulmaya çalıştıkları için siyah algler üzerinde çok zaman harcıyorlar.

NASA'nın Gözü Bu Araştırmada! Mars’ta Yaşam Konusuna Yardımı Olabilir.

Prof. Alexandre Anesio ve ekibinin buzdaki yaşamla ilgili araştırması, iklim değişikliğinin daha iyi anlaşılması için önemli. NASA da bu araştırma sonuçlarını yakından takip ediyor. Sonuçlar, uzayda yaşam arayışı açısından çok önemli olabilir.NASA’nın kendilerine birkaç kez yaklaştığını belirten Prof. Anesio, “Çünkü Dünya'nın en yaşanmaz yerlerinden birinde yaşayan organizmalarla çalışıyoruz. Eğer yaşam buz tabakası üzerinde ve altında gelişiyorsa, Mars'taki buzda da yaşam bulma olasılığımız var" şeklinde konuştu.Kaynak:

Credit: LAURA HALBACH