Bilimsel aşk aslında davranışlarda ve insan vücudunda gerçekleşen bir dizi değişikliğin adı. Aşk ummadığınız anda karşınıza çıkan bir durum, kimiler aşkı lanetli bir durum olarak değerlendirirken, kimileri içinse nimet. Peki bilimsel aşk nasıl oluyor. Aşkın bilimsel olarak ele alındığı durumları inceledik.

1) Bilimsel aşk "O harika birisi!"

İnsanlar aşık oldukları zaman partnerlerini paha biçilemez ve biricik olarak görürler. Bunun en temel nedeni ise partnerlerin birbirlerinin olumsuz yanlarını görmemeleridir. Aşık olan insanlar, aşık oldukları kişinin olumlu özelliklerine odaklanırlar. Bu bilinçli ve isteyerek yapılan bir şey değildir. Genel olarak beyin kimyasına bağlı olarak karşımızdaki kişiyi algılama seviyemiz değişir. Bu durum merkezi sinir sisteminde artan dopamin ve norepinefrine hormonlarından kaynaklanır.

2) "Bağımlısı oldum!"

Bilim insanları aşık olma sürecinde yaşanan duygusal ve fizyolojik gel gitlerin uykusuzluk, iştahsızlık, öfori, kalp çarpıntısı gibi pek çok yan etkisi olduğunu ortaya çıkarmıştır. Aslında bu yan etkiler pek çok uyuşturucu bağımlılığı ile benzer bir tablo oluşturmaktadır. Yapılan çalışmalar aşkında beyinde bağımlılık yapıcı maddelerle aynı bölgeyi uyardığını ortaya çıkarmıştır.

3) "Kafayı sana taktım!"

Yapılan araştırmalar insanların aşık oldukları zaman gün içinde %85 daha fazla "aşk objesi"ni düşündüklerini ve takıntılı olma eğilimi sergilediklerini ortaya koydu. Aşık olan insanların aşk duydukları kişiyi sıklıkla ve farkında olmadan düşündükleri gözlemlendi. Aşk sürecinde bu durumun bilimsel açıklaması ise hormonlar. Araştırmacıların bunun sebebinin beyinde azalan serotonin hormonu olduğunu belirtiyor.

4) "Vazgeçmem, dünya yıkılsa senden vazgeçmem!"

Aşık olan insanlar genel olarak bağlanma eğilimi göstermekteler. Araştırmacılar aşkına karşılık bulamayan insanların beyinleri fonksiyonel manyetik rezonans (fMRI) ile görüntülendiğin de beyinlerinde kokain bağımlılığı benzeri bir aktivasyon gözlemlemişler. Bu durum ise red edilmiş aşıkların obsesif tutumlarına dair bir ipucu sunmakta. Yani aşkta reddedilmek de hormonları yoğun şekilde etkiliyor.

5) "Pembe panjurlu evimiz olacak."

Aşık insanlar geleceğe dair hayal kurmaya daha yatkın olmaktalar. Nörobilimci Lucy Brown yaptığı MRI çalışmaları sonucunda insanlara sevdikleri kişi gösterildiğinde hayal kurmaya başladıklarını göstermiş. Brown bu çalışmanın sonucunda aşkın bilimine dair şunu belirtiyor: "Aşık olunan kişiyle geleceğe dair hayaller kurmak aslında acıkınca yemek yemek kadar doğal ve yaşamsal bir sistem. İnsanoğlunun üreme güdüsü içinde önemli bir yer tutmakta."

6) "Aşk için ölürüm (!?!)." Bilimsel aşk uçları açıklıyor

Aşık olan insanlar genel olarak kendilerini çok güçlü hissederler ve aşık oldukları kişi için sınırlarını zorlamaktan çekinmezler. Bu yüzden aşık olan kişilerin iddialı konuştukları sıklıkla görülür.

7) "Acaba bu elbisemi beğenecek mi?"

Araştırmalar günlük alışkanlıkların aşık olan insanlarda değiştiğini göstermiş. Bilimsel olarak aşık olduğumuzda karşı tarafa olan ilgimizin aslında kendimize olan ilgimize de yansıdığı görülmektedir. Bu da günlük hayatımızdaki alışkanlıklarda değişimler yaratabilmekte. Günlük rutinlerimizde ufak değişiklikler ve giyinme alışkanlıklarımızla ilgili yeniliklerde net bir şekilde aşık olduğunuz ortaya çıkmakta.

8) Bilimsel Aşk Zıt kutuplar birbirini çeker !

2013'te Helen Fisher'ın yaptığı Being Human konferansı konuşmasında, bilimsel aşk sürecinde aslında zıt kutupların birbirini çektiğinden bahsediyor. Ancak bu zıt kutuplar, sanıldığı gibi davranış ve karakter anlamında zıt kutupların aşık olması değil. Aslında buradaki zıt kutuplar tamamen beyin kimyasındaki zıt kutuplar. Şöyleki konuşmasında testosteron yoğun ve dominant karakterlerin, östrojen ve oksitosin yoğun daha empatik kişilere aşık olduğunu anlatıyor.http://www.beinghuman.org/mind/helen-fisherhttp://jn.physiology.org/content/104/1/51https://bilimma.com/haberler/iki-kadin-bir-erkek-ve-bir-bebek