Son dönemde ekonomik sıkıntılar pek çok meslek grubunda kendini gösterirken akademisyenler de durumdan nasibini aldı. Hayat pahalılığından dert yanan çoğu vatandaş gibi akademisyenlik mesleğini icra edenler de dertli. Sosyal medya aracılığıyla sesini duyurmaya çalışan akademisyenler, kimi zaman destek görseler de kimi zaman da eleştirilerin odağı olabiliyor.

Akademisyenler Özlük Hakları Olan Maaş İyileştirmesini Talep Ediyor

Akademisyen maaşlarına iyileştirme talep eden çalışanlar özlük haklarını istediklerini vurguluyor. Bu duruma bir çözüm olabilmesi umuduyla, #akademikZamElzem, #AkademisyenlerGecinemiyor ve #akademikZam hashtagleriyle Twitter gündeminde kalmaya devam ediyorlar.Geçim sıkıntısı, yaşamsal ihtiyaçlar ve bilimsel araştırma maliyetlerinin altından kalkamadıklarını belirten akademisyenler, maaş iyileştirmesi konusunda ilgililere seslerini duyurmaya çalışıyor. Tüm bunlar olurken bazı kişiler, akademisyenlerin az çalışarak çok maaş istediklerini iddia ederek tartışma yaratmaya çalışıyor. Sosyal medya gündeminde yer alan tüm bu konular, akademik camia açısından son derece önem arz ediyor.

Çalışma Saatleri 10 Saatin Çok Daha Üzerinde

https://twitter.com/sinanalper_/status/1647622627287093251?s=46“Akademisyenler ve öğretim üyeleri, haftalık 10 saat üzerinden ücretlerini alırlar. Haftalık 10 saat için ödenen 23bin TL maaş oldukça iyi. Asıl kamu mühendislerin görmeniz gerekiyor” şeklinde bir paylaşım dikkat çekti. Yaşar Üniversitesi İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi Psikoloji Bölümü’nden Doç. Dr. Sinan Alper konuyla ilgili, “Akademisyenliğe dair en büyük dramlardan biri insanların sizi haftada 10 saat çalışıyor zannedebilmesi. Bugün günlerden pazar; evde iki saat yalnız kaldım ve o iki saatte eksik kalan işleri bitirebileceğim diye sevindim” yorumunu yaptı.Kendisine yöneltilen, “Ne işiniz var ders-sınav-ödev vb. dışında, ciddi soruyorum. Siparişe mal mı yetiştiriyorsunuz hafta sonu çalışmak gereken nasıl acele bir işiniz var?” sorusunu cevaplayan Doç. Dr. Alper, “İki TÜBİTAK projesinde yürütücü, ikisinde araştırmacıyım. Bir uluslararası projede daha araştırmacıyım. Aynı anda altı farklı makale üzerinde çalışıyoruz. Bir yeni proje başvurusu hazırlıyorum. Ha bir de kitap yazıyorum. Zamanımı en az alan şey dersler” şeklinde paylaştı.

“Akademisyenlerin Mesaisi Verilen Ders Saatinden İbaret Değil”

https://twitter.com/tkucukcan/status/1647663800647032834?s=46Akademisyenler, belirli çalışma saatleri içerisinde olup bittiği zannedilen akademisyenlik mesleğinin aslında çalışma saatlerini fazlaca aştığını, hafta sonlarının bile araştırma ve yazma faaliyetleriyle geçtiğini savunuyor. Tüm bu emeğin karşılığında hem geçim sıkıntısı çekecek miktarda maaş almak, hem de birçok kişi tarafından “az çalışmakla” itham edilmek oldukça zor.İnsan Ve Toplum Bilimleri Fakültesi, Sosyoloji Bölümü’nden Prof. Dr. Talip Küçükcan Twitter hesabından konuyla ilgili şunları paylaştı, “Akademisyenlerin mesaisi verilen ders saatinden ibaret değil. Tez danışmanlığı, araştırma projeleri, makale/kitap/ bildiri yazım mesaisi, idari görevler, konferanslar, jüri üyelikleri, onlarca kitap, makale ve tez okuması… Akademisyenlik mesaisi en uzun meslektir”.Akademisyen olma isteğinin öğrencilik yıllarında başladığını belirten Prof. Dr. Küçükcan, “Emekliliği olmayan bir faaliyet olarak ölene kadar devam eder. Bu işe gönül verenler alacakları maaşı merak bile etmeden zorlu yollardan geçerek mesleğe girer. Profesör de olsanız kendinizi yenileme isteği duyarsınız. Her derse heyecanla hazırlık yaparsınız o dersi yıllardır verseniz de. En büyük tatmin kaynağı öğrencilerinizin başarısı, makale veya kitabınızın yayınlanması, projelere verdiğiniz katkılardır. Ve bu gece gündüz zihninizi meşgul eder. Akademisyenlik emek yoğun meslektir” dedi.

Akademisyenlerin Üretimlerinin Kalitesi Ve Toplum-Hayatla İlintisi Konuşulmalı

Talep edilen maaş iyileştirmeleri hakkında yorum yapan Prof. Dr. Küçükcan, “Akademisyenlerin şartlarını geniş bir çerçevede tartışmak yerinde olur. Aylık geliri konuşurken akademisyenlerin üretimlerinin kalitesi, toplum ve hayatla ilintisi, teori-uygulama dengesi, sosyal sorumlulukları, sektörlere ve kamu politikalarına katkıları vb. de tartışılmalı” şeklinde açıkladı.Kaynak: