[contact-form][contact-field label="İsim" type="name" required="true" /][contact-field label="E-posta" type="email" required="true" /][contact-field label="İnternet sitesi" type="url" /][contact-field label="Mesaj" type="textarea" /][/contact-form]Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Antropoloji Bölümü öğretim üyelerinin kurduğu Kapadokya Paleontoloji Araştırmaları Derneği 10 yılı aşkın süredir yapılan çalışmalara ilişkin basın açıklaması düzenledi.

Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Antropoloji Bölümü öğretim üyeleri basın mensuplarına, Kapadokya Ürgüp Sofular köyü, Kayseri Yamula Barajı ve Nevşehir'in Gülşehir ilçesinde yürütülen çalışmalarla ilgili sunum yaptı.

Program açılış konuşmasını yapan Edebiyat Fakültesi Dekanı Nurşen Özkul Fındık, fakültenin yegâne amacının öğrenci yetiştirirken bir yandan da bilim dünyasına katkıda bulunmak olduğunu dile getirdi.Rektör yardımcısı Prof. Dr. Ahmet Kibar Çetin, Kapadokya Paleontoloji Araştırmaları derneği üyesi de olan öğretim üyelerinin elde ettiği bulguların çok önemli sonuçlar verdiğini açıkladı. Çetin, Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi bünyesinde oluşturulan antropoloji bölümünün ulusal ve uluslararası düzeyde çalışmalar yürütmesinin önemli olduğunu vurguladı.

KAVŞAK ÜLKE TÜRKİYE

Toplantıda konuşan Kapadokya Paleontoloji Araştırmaları Derneği Yönetim Kurulu Başkanı, Antropoloji Bölüm Başkanı Prof. Dr. Okşan Başoğlu Türkiye’nin üç kıtayı birbirine bağlayan kavşak ülke olduğunu söyledi. Başoğlu, “Üç kıtaya ait örnekler bir arada evriliyor. Kendine özgü endemik floraya sahip bir kara parçası ve paleontoloji açısından, doğal miraslar açısından, kültürel miraslar açısından, çok önemli olan fosil yataklarına da ev sahipliği yapıyor. Bu durum yerli yabancı tüm bilim insanlarının ilgisini çekiyor” dedi. Başoğlu, çalışmaların sonucunda Kayseri'de bir Paleontoloji Müzesi kurulacağını duyurdu.Derneğin yönetim kurulu üyelerinden Prof. Dr. Pınar Gözlük Kırmızıoğlu, çalışmanın 10 yıl sürdüğünü anlattı. Kırmızıoğlu, üzerinde uzun zamandır çalışılan fosil lokaliteleri ile Türkiye'nin kültürüne ve tarihine önemli katkılar sunmayı amaçladıklarını ifade etti.Çalışmaların genellikle İç Anadolu Bölgesi'nde sürdürüldüğüne dikkat çeken Kırmızıoğlu, Fosil lokalitelerini ekip olarak incelediklerine değindi. Kırmızıoğlu “Son olarak ekibimizle Kayseri Yamula Barajı'nda bir kafatası örneği bulduk. Biz, bu çalışmaları kendi yetiştirdiğimiz öğrencilerle yapıyoruz" dedi.

"TARİH FIŞKIRMAYA DEVAM EDECEK"

Dr. Öğretim Üyesi Yeşim Dilek, bu yolda heyecanlı, mutlu ve gururlu olduklarını dile getirdi. Dil antropolojisinin önemine değinen Dilek, “Okşan hocamın önderliğinde antropoloji bölümü olarak farklı ilklere imza attık dil antropolojisi müfredatımızı oluşturduk. Bildiğiniz üzere dil ve kültür iç içe geçmiş iki olgudur ve kültür dilsiz, dil kültürsüz olamayacağı için ölü dillerle ölü kültürler yaratmamak uğruna çalıştık” diye konuştu. Dilek, arkeoloji ve paleontoloji alanında geleceğe yönelik yatırım yapmak için çocukların fosillerle ve kazı alanlarıyla iç içe olması gerektiğini anlattı. Bunun için Kayseri’de bulguların sergileneceği paleontoloji müzesinin çok önemli olduğuna dikkat çekti.Araştırma Görevlisi Özge Kahya yaptığı sunumda Kayseri Yamula barajının kıyısında yaklaşık 7.5 milyon yıla tarihlendirilen lokaliteler bulunduğunu ve bu bulguların büyüklük ve nitelik açısından Dünya’da tek olarak adlandırıldığını söyledi. Geçen yıldan bu yana çoğu file ait olmak üzere 280 bulguya ulaştıklarını anlattı.Genellikle bovit, fil, gergedan ve zürafalara ait örnekler bulunduğunu belirten Kahya, son kazılarda üç toynaklı at bulgularına rastladıklarını da dile getirdi. Kazı alanının yaklaşık olarak 111 kilometre olduğuna değinen Kahya, yaklaşık 8 kişilik bir ekip olduklarını vurguladı. Kahya fosillerin çok iyi korunmadığı ve parçalamadan çıkarmak istedikleri durumda “alçı ceket” tekniğiyle bulguyu titizlikle çıkarmaya çalıştıklarını ifade etti. Kahya, “Kayseri’den uzun yıllar tarih fışkırmaya devam edecek” ifadelerine yer verdi.